banner565

banner472

banner458

banner457

31.01.2021, 00:01 12874

Gelecek, teknoloji ve insan…

Yıllardır üzerine çalışılan Makine Öğrenmesi Yapay Zekâ, Derin Öğrenme alanları bu yıl itibariyle belki hiç olmadığı kadar önem kazanacak, çünkü bunlarla elde edilen çözümler ile hayatımız bugüne kadar hiç görmediğimiz kadar kolaylaşacak. Hangi gelecekte neler yaşayacağımız pek de belirli olamayacaktır. En büyük soru “insan” kavramı ve tanımının ne yönde ve ne vasıflarda evrileceğidir.

“Ben gelecek için hiç endişe duymadım, O yeterince hızlı geliyor…” Albert Einstein
Teknoloji, bilgi işlem gücünü artırmanın yanı sıra tıp, ulaşım ve endüstri dahil olmak üzere neredeyse her alanda iyileştirmeler sağlayacaktır. ‘Gen düzenleme’ gibi teknolojiler, daha önce tedavi edilemeyen genetik koşulların iyileştirilmesine izin verecektir. Dijital  araçlar daha yaygın hale geldikçe ve yakıt verimliliği arttığında ulaşım daha ucuz, daha hızlı ve muhtemelen daha temiz hale gelecektir. Endüstrinin otomasyonu, yeni ürünler geliştirmek için gereken süreyi azaltacak ve üretimin bireysel müşteriye göre uyarlanmasına bile izin verecektir.
Verimlilik algısının bu kapsayıcılık niteliği, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 1990’lı yıllarda açıklamış olduğu, “verimlilik artışı insanların ve toplumun refah düzeyinin yükseltilmesine hizmet etmelidir” söylemine de uymaktadır.
4. Sanayi Devrimi, önemli bir karışıklığa neden oldu ve birçok geleneksel uygulamayı ortadan kaldırdı. Adapte olunması bir türlü bitmeyen bir sürecin de kapısını açmış oldu. Fiziksel, dijital ve biyolojik dünyaları birleştiren ve tüm disiplinleri, ekonomileri ve endüstrileri etkileyen bir dizi yeni teknolojiyi içeren, önemli ölçüde daha otomatik bir dünyaya geçiş, birden bire tüm ezberleri de ortadan kaldırdı.
Bu anlamda Birleşmiş Milletler nezdinde tartışılan iki ana görüş şöyle özetlenebilir:
1) Dünya nüfusunda, sanayileşmede, çevre kirlenmesinde, gıda üretiminde ve doğal kaynakların tükenmesinde bugünkü büyüme eğilimi sürecek olursa, gezegenimizde ekonomik büyüme gelecek yüzyıl içinde sınırına dayanacaktır. Olasılığı en fazla sonuç, gerek nüfusta, gerekse üretim kapasitende oldukça ani ve kontrol altına alınmayan bir düşüşün ortaya çıkmasıdır.
2) Bu büyüme eğilimini değiştirme ve gelecekte uzun süre devam edebilecek çevresel ve ekonomik bir denge kurma olanağı vardır. Dünya çapında bir denge, dünya yüzeyindeki her bireyin temel maddi ihtiyaçlarına doyumunu sağlayacak ve eşit fırsata sahip olmasına olanak verecek biçimde tasarlanabilir.
Yani, 1. seçeneğin olmaması ve 2.’ci seçeneğin olması arzusunun duraklamasız kalkınmayı işaret eden “Sürdürülebilirlik” kavramının, halen geçerliliğini koruyan 1987 tarihli ve “Ortak Geleceğimiz” başlıklı Brundtland Raporu’nda dile getirildiğini görmekteyiz.
Söz konusu rapor ile daha çok doğal kaynakların korunması üzerine kurgulanan sürdürülebilirlik, artık süresiz olarak yerini “sürdürülebilir kalkınma”ya bırakmıştır. Sürdürülebilir kalkınma ile birlikte sürdürülebilirlik kavramı çok boyutlu bir hal almıştır.
Öyle ki, çevrenin yanında ticari etkinliklerin kurumsal sürdürülebilirliğinden turizme, kamu maliyesine, finansa kadar oldukça geniş yelpazedeki bir alan, “sürdürülebilirlik” kavramının ilgi alanına girmiştir.
Günümüzde gelinen nokta itibariyle, “sürdürülebilir kalkınma” ekseninde “sürdürülebilirlik”, her şeyden önce ekonomik büyüme/ kalkınma ile çevrenin entegrasyonuna vesile olmuş, ekonomik yaşamla çevrenin uyumlaştırılmasına aracılık etmiş ve büyümenin/kalkınmanın nicel boyutu kadar nitel boyutunun da önemli olduğu düşüncesini gündemimize sabitlemiştir.
Yine yıllardır üzerine çalışılan Makine Öğrenmesi Yapay Zekâ, Derin Öğrenme alanları bu yıl itibariyle belki hiç olmadığı kadar önem kazanacak, çünkü bunlarla elde edilen çözümler ile hayatımız bugüne kadar hiç görmediğimiz kadar kolaylaşacak. Kararlar geleceğin tahmin edilebilmesi nedeni ile daha sağlıklı ve doğru verilmeye başlanacak. Tabi bunlar sayesinde yeni deneyim tasarımları tümüyle kişiselleştirilmiş bir hale gelebilecek. Eczaneye gidip mide kontrol kameranızı almanız an meselesidir…
Diğer yandan, hangi gelecekte neler yaşayacağımız pek de belirli olamayacaktır. Örneğin; birçok küresel kuruluş 2020 için çok önceden teknolojik ve ekonomik tahmin raporları yazmışlar ancak aniden ortaya çıkan Kovid-19 salgını bu tahminlerin çoğunu geçersiz kılmış, kimi alanda ani gelişimler, kimi alanda da çaresizce yaşanan duraklamalar oluşmuştur.
Bu noktada eğer felsefi bir bakış açısıyla bakarsak, en büyük soru “insan” kavramı ve tanımının ne yönde ve ne vasıflarda evrileceğidir…

Yorumlar (0)
banner557