banner565

banner472

banner458

banner457

01.05.2021, 00:01 15270

Güney Kore Kalkınmasının Kilit Taşı: Chaebol Şirketler Ya da Başka Bir Deyişle… “KOBİ’ler”

Bugün Güney Kore’nin kalkınma yolculuğundan ilham almamız için hala geç değil. KOBİ’lerin benzer şekilde örgütlenmesiyle büyük başarılara imza atılabilir. Kuralları içinde yaşadığımız zaman diliminin şartlarına göre baştan kurguladığımızda; benzer yapılanmalar Türkiye’de de hem KOBİ ekosisteminin güçlenmesinin hem de teknoloji ve dijital ekonomiye dayalı bir yapılanma oluşturulmasının yolunu açabilir. Bu anlamda, şeffaflık, finansal olarak güçlenme, denetlenme ve dijital dönüşüm alanlarında KOBİ’lere çok iş düşüyor.

Günümüzde internet ortamında sürekli çeşitli ülkelerin sanayileşme ve gelişme süreçlerinin birbirleriyle kıyaslandığını görüyoruz. Güney Kore de bu örneklerden biri… Hatta en yaygın olanı diyebiliriz. Güney Kore ve çeşitli ülkelerin sanayi gelişim süreçleri sıkça birbirleriyle kıyaslanıyor. Bu tarz araştırmalarda asıl amaç kalkınma politikalarına bağlı uygulama farklılıklarının ortaya çıkarılması oluyor. Hangi yöntemler başarılıdır, hangileri değildir sorularına cevaplar aranıyor. Fakat Güney Kore kalkınması dediğimizde en dikkat çeken unsurlardan biri KOBİ ekosisteminin kalkınmaya etkileri. Bu ekosistemi biraz yakından inceleyelim…

Bugün, Güney Koreli şirketlerin teknoloji ve inovasyon alanına getirdiği yenilikler pek çoğumuz için malum. Dünyanın en büyük on birinci ekonomisine sahip olan Güney Kore’de ekonomik alanda iş “konglomeratlarının” hâkim olduğunu söyleyebiliriz. Konglomerat, bir ticaret kuruluş şekli olup dünyada 1960’lı yıllardan sonra hızla gelişmiştir. Konglomeratın özelliği birden fazla ve farklı iş kollarında ticaret yapan kuruluşların genelde bir tanınmış ticari isim altında toplanmasıdır. Güney Kore merkezli konglomeratlara Korece’de zenginlik ve topluluk anlamına gelen “chae” ve “bol” kelimelerinden oluşan “chaebol” deniyor. Güney Kore’nin en büyük şirketlerinden olan Samsung, Hyundai, SK ve LG gibi dev şirketleri bu yapıya örnek gösterebiliriz.

Peki bu yapılaşma neden diğer ülkelerde de Güney Kore örneğinde olduğu gibi şekillenmedi? Belki de biraz soruyu irdelemek gerekecek… Güney Kore ile aramızdaki binlerce kilometrelik mesafeye karşın,  “Kore Savaşı” bizlerin de ortak belleğinde bir yaradır, Chaebol yolculuğu da tam olarak bu savaşın sonrasında ortaya çıkıyor.

Kore Savaşı’nın ardından, Güney Kore’de ekonominin yeniden inşa edilebilmesi için Chaebol şirketlere pek çok özel kredi ve finansal destek sağlanıyor. Yabancı ortaklığının hiç olmadığı milli bir kalkınma modeli geliştirilmesi hedefleniyor. Sonrasında ise seçilmiş kritik endüstriler ön plana çıkarılıyor (inşaat, tekstil, petrol, çelik vb.). Zamanla, chaeboller yeni endüstriyel sektörlere doğru genişliyor ve kazançlı dış pazarlara girerek Güney Kore’nin ekonomik olarak yeniden yapılanmasının “kilit taşı” haline geliyorlar.


Bu sayede, Güney Kore hükümeti ile chaeboller arasındaki ilişki de geleneksel olarak işbirliği haline dönüşüyor. Bu işbirliği, ülkenin hızlı ekonomik büyümesini ve 20. yüzyılın sonlarında, tarımsal bir ekonomiden bir teknoloji devine dönüşümünü tetiklemiştir. Bu sayede Güney Kore’yi üçüncü kuşak sanayileşen ülkeler arasında görebiliyoruz.

Bugün Güney Kore’nin kalkınma yolculuğundan ilham almamız için hala geç değil. KOBİ’lerin benzer şekilde örgütlenmesiyle büyük başarılara imza atılabilir. 1960’lı yıllarda gerçekleşen Chaebol devrimi esnasında şirketlerin odaklandığı temel görevler var. Bunlar; şeffaf yönetim anlayışı, güçlü finansal yapı oluşturma ve doğru denetim faaliyetlerinin gerçekleştirilmesidir. Bu kuralları içinde yaşadığımız zaman diliminin şartlarına göre baştan kurguladığımızda; şirketlerin şeffaf yönetimi, güçlü finansal yapıya sahip olmaları, hizmet ve ürün kalitesinin devamlı standart şekilde denetlenmesi ve çağın gerektirdiği şekilde işletmelere dijital dönüşüm ekosistemlerinin entegre edilmesi neticesinde, benzer yapılanmalar Türkiye’de de hem KOBİ ekosisteminin güçlenmesinin hem de teknoloji ve dijital ekonomiye dayalı bir yapılanma oluşturulmasının yolunu açabilir. Bu anlamda, şeffaflık, finansal olarak güçlenme, denetlenme ve dijital dönüşüm alanlarında KOBİ’lere çok iş düşüyor.

Yorumlar (0)
banner557