banner565

banner472

banner458

banner457

Moda tutkunları sürdürülebilir markalar istiyor

McKinsey&Company’nin COVID-19 Salgını’ndan yoğun şekilde etkilenen giyim, takı ve aksesuar sektörlerinde yeni normale geçiş için ipuçları sunan araştırmasına göre; tüketicilerin moda endüstrisinde sürdürülebilirlik beklentileri ivme kazandı.

HABER 01.09.2020, 00:00 29.09.2020, 10:04
20284
Moda tutkunları sürdürülebilir markalar istiyor

Tüketiciler çevre dostu ürünlere yöneliyor, daha az ürün satın alıyor ve online kanalları daha fazla tercih ediyor. Yönetim danışmanlığı firması McKinsey&Company, moda endüstrisini mercek altına aldı ve Avrupa’dan 2.000’i aşkın tüketicinin paylaştığı görüşlere dayanan bir araştırma yayınladı.
Araştırmaya göre, moda endüstrisi, yeni normale hazırlanırken tüketicilerin sürdürülebilirlik alanında artan hassasiyetini göz ardı etmemeli. Araştırmaya katılan tüketicilerin üçte ikisi salgın sonrası iklim değişimine dair çalışmaların her zamankinden daha fazla önem taşıdığına inanıyor, yüzde 88’i çevre kirliliğinin azaltılması için daha fazla emek verilmesi gerektiğini belirtiyor.
Artan hassasiyetle tüketiciler, çevresel etkilerini azaltmaya özen gösteriyor. Katılımcıların yüzde 57’si çevreye daha duyarlı bir yaşam biçimi için alışkanlıklarında ciddi değişimler gerçekleştirdiklerini, yüzde 60’tan fazlası geri dönüşüm ve çevre dostu paket kullanımına öncelik verdiklerini kaydediyor. Tüketicilerin yüzde 67’si sürdürülebilir malzemeden yapılmış ürünleri satın almayı tercih ediyor, yüzde 63’ü için markaların sürdürülebilirlik yaklaşımları satın alma kararlarında etkili. Markaların farklı coğrafyalardaki tedarikçilerinin çalışanları da dahil olmak üzere tüm çalışanlarına etik davranmaları da önemli.
COVID-19 alışkanlıkları kalıcı olabilir: Araştırma gösteriyor ki moda endüstrisi, etik ve sürdürülebilir bir duruş kazanmasının yanı sıra değişen tüketim alışkanlıklarına da uyum göstermeli. Genelde, ekonomideki yavaş iyileşme moda harcamalarına da yansıyor. Katılımcılarının yüzde 60’ından fazlası kriz sırasında modaya daha az harcama yaptığını, yaklaşık yarısı kriz geçtikten sonra bu eğilimin devam edebileceğini söylüyor. Giyim ve ayakkabı harcamalarını azaltmadan önce aksesuar, takı ve diğer isteğe bağlı kategorilerdeki harcamalarını azaltmaları muhtemel. Genç tüketici segmentleri normalde satın aldıkları ürünlerin daha ucuz versiyonlarını satın almaya hazır.
Öte yandan COVID-19 krizi, online kanallara yeni tüketiciler kazandırdı. Krizden önce moda ürünlerini online kanallardan satın almayan tüketicilerin yüzde 43’ü bu kanalları kullanmaya başladı, yaklaşık yüzde 28’i bundan sonraki dönemde de fiziksel mağazalardan daha az alışveriş yapacaklarını öngörüyor, dolayısıyla online alışveriş trendi COVID-19 sonrası kalıcı bir eğilime dönüşebilir.
Moda tutkunlarının ‘yeni sezon’ beklentilerinde de değişim var. Tüketicilerin yüzde 65’i, COVID-19 krizinin bir sonucu olarak yeni koleksiyonların lansmanını geciktiren moda markalarını destekliyor. Yüzde 58’inin krizle birlikte öncelikleri değişti, ‘yeni moda’ kriteri kendileri için önemsiz hale geldi. Yüzde 65’i daha dayanıklı moda ürünleri almayı, yüzde 71’i zaten sahip oldukları eşyaları daha uzun süre saklamayı planlıyor, yüzde 57’si kullanım süresini uzatmak için eşyalarını tamir etmeye hazır. Genç tüketicilerde COVID-19 krizinden sonra ikinci el ürünleri satın alma eğilimi arttı.
McKinsey&Company Türkiye Ülke Direktörü Can Kendi, küresel salgından en çok etkilenen sektörlerin başında moda endüstrisinin geldiğini söylüyor: “Yeni normale salgının yoğun yaşandığı dönemde kazanılan alışkanlıklar taşınıyor. Online kanallara yönelim, daha az tüketme eğilimi ve döngüsel modellerin kullanımının yanı sıra çevre odaklı adımlar atmak tüketicilerin ana gündeminde.”
Kendi, tüketicilerin çevre dostu markalara yöneldiğini, iklim değişimine yönelik aksiyonlar alan firmaları desteklediğini, giyim, ayakkabı ve lüks ürünler sektörlerindeki oyuncuların, ancak sürdürülebilirlik taahhütlerini güçlendirerek ve değişen tüketici alışkanlıkları doğrultusunda etik, döngüsel ve yenilikçi modeller geliştirerek yeni normale hazır olabileceğini kaydetti: “Bunu başaran kurumların daralan pazar şartlarında dahi güçlü başarılar elde etmeleri mümkün. Ülkemizde moda ve tekstil endüstrisinden kurumların rekabette kalabilmek, yeni pazarlara açılabilmek ve yeni normale sağlam bir giriş yapmak için bu trendleri göz önüne alarak stratejik davranmaları gerektiğine inanıyoruz."

Yorumlar (0)