banner565

banner472

banner458

banner457

01.04.2020, 08:00 9145

Krizde ‘Suyun Üzerinde Yatmak’

Bütün dünya olarak daha önce deneyimlemediğimiz çok özel günlerden geçiyoruz. Yaşadığımız bu salgın hastalığın küresel bir kriz olduğunu biliyor, ‘neler olacak?’ diye dikkatle takip ediyor ve kendinize ‘ne yapabilirim?’ diye soruyorsunuz. Size ‘suyun üzerine yatmayı’ öneriyorum. Bu ne anlama geliyor?
Ben eski bir deniz subayıyım. 70’li yıllarda Deniz Harp Okulu’nda eğitim alırken hocalarımız bize yüzme öğretmeden önce suyun üzerinde kıpırdamadan durmayı öğretmişlerdi. Gerekçe olarak da, ‘eğer bir nedenden dolayı gemiden denize düşerseniz, bir sahile ulaşmak için yüzmeye çalışmayın, enerjinizi çok çabuk kaybedersiniz. Daha uygun davranış; önce ağırlıklarınızdan kurtulmak sonra da enerjinizi uzun süre koruyabileceğiniz, kısaca daha uzun süre hayatta kalacağınız hareket; hiç kıpırdamadan suyun üzerine yatmak, çevreyi dinlemek ve sizi bulmalarını beklemektir’ demişlerdi.
Ben de size bu kriz süresince ‘suyun üzerine yatın’ diyorum. Ancak bu ‘hiçbirşey yapmayın’ anlamına gelmiyor.
O halde en doğru hareket öncelikle otorite tarafından duyurulan bütün tedbirlere dikkatle uymak, kendinize risk yaratacak hiçbir davranışta bulunmamak, çevreyi dikkatle takip etmek ve gereksiz harcamalarınızı durdurmaktır. İletişim olarak, dedikodulara kulaklarınızı tıkayın, akraba ve yakın çevrenizi sürekli arayın, kulaktan dolma dedikoduların virüsten daha tehlikeli olduğunu kabul edin ve bütün enerjinizi minimumda, kontrollü olarak harcayın. Daha da önemlisi krizden çıkıldığında size rekabet avantajı kazandıracak sizde henüz olmayan bir yetkinlik geliştirin. Yeni bir yetkinlik veya beceri kazanmanız için bundan daha iyi bir fırsat olamaz.
Bu yetkinlik, özel bir konuda söz sahibi olacak kadar kitap okumak, bir el becerisi geliştirmek, lisan öğrenmek, uzman olduğunuz konuda çevrenize uzaktan ve ücretsiz olarak destek vermek, bir web sitesi hazırlamak veya bir kitap yazmayı denemek olabilir. Bu listeyi siz daha da arttırabilirsiniz.
Ben kendimden bir örnek vermek istiyorum. Meslek hayatımda 1984 yılında özel bir kriz yaşamış ve uzun bir süre görev yapmakta olduğum gemiden çıkamamıştım. Bu süre içinde bütün arkadaşlarım kriz ile ilgili psikolojik sorunlar yaşarken, ben klasik Olivetti marka daktilom ile ilk kitabımı yazmıştım. Şimdi geriye dönüp baktığımda LANCHESTER EŞİTLİKLERİ adındaki bu ilk kitabımın çok zayıf bir kitap olduğunu düşünüyorum ama beni bundan sonra yapacaklarım konusunda cesaretlendirmişti. ‘Yapabiliyorum’ demiştim.
Emin olun, evden hiç çıkmadığımız bu günlerde benim zaman yönetimi için kullandığım ‘Eisenhower Matrisi’ tablom eskisinden daha dolu. İşte size kendinizi geliştirme fırsatı için bir ipucu! Zaman yönetimi konusunda kendinizi geliştirmeye bu matristen başlayabilirsiniz.
Şirketler için de durum bireylerden farklı değildir. Şirketler de bu krizi en az enerji harcayarak atlatırken yaşamakta olduğumuz ve yüzyılda sadece bir veya iki kere ortaya çıkabilen bu müthiş paradigma değişimini iyi yorumlayabilmeli ve kriz sonrası dünyada olacak değişiklikleri öngörerek, yeniden yapılanmalarını gecikmeden tamamlayabilmelidir.
Unutmayın! Krizde lüzumsuz çırpınışlarda bulunursanız, enerjinizi çok çabuk tüketirsiniz!

Yorumlar (0)
banner557