banner565

banner472

banner458

banner457

01.01.2014, 08:24 4099

Yeni Yıldan Beklentiler…

2013 yılı  dünyada  ekonomik alanda toparlanmalar yılı olarak görülüyor. ABD ve AB üyesi  ülkelerin ekonomilerindeki  düzelmeler ülkemiz ihracatını olumlu olarak etkilemiştir. 2013’te ülkemiz ekonomisinde büyüme oranındaki  olumlu  gelişmeler görülmekle birlikte cari açığın yükselmesi de dikkat çekici ve alınan önlemlerin taviz verilmeden uygulanması gerektiğidir.

KOBİ’lerimize gelince;

İSO İkinci 500’den de görebileceğimiz gibi 2012 yılında, ihracatın yüzde 62.6’sını ve ithalatın yüzde 38.5’ini, KOBİ’ler gerçekleştirmiştir. Sadece bu veriler bile Türkiye ekonomisinin dinamiklerinde girişimcinin, KOBİ’lerin ne denli etkin olduğunun tipik bir göstergesidir. KOBİ’lerimizi sıkıntıya sokan bir çok olumsuzlukları iyileştirmede geciktik.

Örneğin: Yabancı sermayeli tüketim odaklı şirketler, Türkiye’yi  bir noktada cennet olarak görüyorlar. Nasıl mı? Özellikle fason olarak üretim yapan ya da  ürünlerini bu şirketlere satan üretici KOBİ’ler paralarını oldukça uzun bir zaman diliminde tahsil edebiliyorlar. Oysa ülkelerinde bunu yapamazlar. Bu süreç KOBİ’lerin işletme sermayesinin erimesine diğer yönüyle oluşan  finansman sıkıntısı nedeniyle  borçlanmalarını  zorunlu hale getiriyor.

Bir başka sorun da finansman maliyetlerinin artması...

Merkez Bankası  para politikaları gereği  zaman zaman faizlerde yükseltmeye gitmesi KOBİ’leri maliyeti yüksek finansman kullanmak zorunda bırakması, çoğu kez de bilançolardaki bazı negatif görünümler finansmana erişimde engel olarak ortaya çıkmakta.

Bu ve benzeri sorunlar AB ülkelerinde bir yasal düzenleme ile en aza indirilmişti. Avrupa Komisyonu KOBİ’leri korumak amacıyla Avrupa Küçük İşletmeler Yasası’nı  25 Haziran 2008 tarihi itibarıyla yürürlüğe koymuştu.

Yasaya temel teşkil eden “Önce Küçük Olanı Düşün” prensibi ışığında yeni devlet yardımlarında uygulanan blok muafiyetler, Avrupa özel şirket tanımı, KDV ve geç ödemeler alanlarında bir dizi mevzuat düzenlemesinin yapılmasının gerekliliği de vurgulanmış.

Yasada, gerek birlik bünyesinde, gerek ulusal düzeyde KOBİ’lere yönelik politikalar oluşturulurken, ülkelere rehberlik etmesi amacıyla 10 (on) temel prensip belirlenmişti.

Türkiye, Avrupa Küçük İşletmeler Yasası’na 2010 yılında taraf olmuş, 5 Haziran 2011 tarihinde ise “Avrupa Küçük İşletmeler Yasası Prensipleri” konulu Genelge yayınlanmıştır.

Genelgede, gerek Avrupa Birliği bünyesinde gerek ulusal düzeyde KOBİ’lere yönelik politikalar oluşturulurken rehber niteliği taşıyan 10 temel prensip üzerinde durulmuş ve bu yasaya temel teşkil eden “Önce Küçük Olanı Düşün” prensibi ışığında bir dizi mevzuat düzenlemesinin yapılmasının gerekliliği vurgulanmıştır.

Ayrıca  KOSGEB, ülkemiz adına, yasa ile belirlenmiş prensiplere ilişkin ilerlemeleri izlemekle görevli “Ulusal Koordinatör” olarak belirlenmiştir. KOSGEB proje  uygulanması çalışmalarını başlatarak bu alanda olumlu bir adım atmıştı. Projenin yasaya dönüşememesinin piyasalardaki uygulaması yukarıda değinmeye çalıştığım başta ödeme gecikmelerine, ana sanayi-yan sanayi ilişkilerine, kamu ihalelerinin ödeme süreçlerinde karşılaşılan sorunlara çözüm getirememiştir. Uygulamalarda yaşanmakta olan bu eksikliğin 2014 yılında idari ve  yasal düzenlemelerle giderilmesi KOBİ’lerimiz  açısından zorunluluk olmaktadır. İhracatta Ar-Ge, ve  inovasyon odaklı  katmadeğerli üretimi elbette olmazsa olmazımız olmalı. Ar-Ge ve inovasyonu özendirici teşviklerin ve yeterli mali desteklerin kolay ulaşılabilir olarak yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
KOBİ’lere bir önerim  ise; yeni yılda  büyüme hedefleri ile yeni yatırım kararları, stok ve nakit yönetimi ile kullanılacak kur ve faiz seviyelerine dikkat etmeniz yönünde. 2014 yılı dış ve iç dinamiklerin etkileriyle endişelerin bolca yaşanacağı bir yıl olacağa benziyor. Örneğin; 30 Mart’ta yerel seçimler ardından Cumhurbaşkanlığı seçimi, Anayasa Referandumu hatta Milletvekili seçimleri öne çekilebilinir. Siyasetin bu kadar yoğun yaşanacağı bir süreçte; ekonomi, yapısal reformlar, reel sektör ve KOBİ’lere yönelik düzenlemeler, iyileştirmeler hangi ölçekte önemli olabilecektir. 17 Aralık’ta gündeme gelen yolsuzluk iddiaları, İktidar-Cemaat  kavgasının artçı sarsıntıları 2014 yılında iç siyasetimizde gerilimlerin odağını oluşturmaya devam edecek. ABD’de FED kararları, AB ülkelerindeki bazı olumsuzluklar  ekonomimiz üzerinde elbette önemli  etkileri olabilir.
Kişisel görüşüm maalesef ülkemizde iç siyasette gerginliklerin dozu giderek artabilecek bu süreç de ekonomide, piyasalarda belirisizliklerin, kırılmaların nedenini oluşturabilir. Oysa 2014 yılının, ülkemiz insanlarının, iş dünyasının beklentileri ve kişisel beklentim toplumsal ve sosyal barışın, uzlaşının egemen olduğu bir yıl olması.

Değerli Okurlarımız;

Yeni yılda işlerinizde başarı ve bereket, sevdiklerinizle birlikte nice huzur ve sağlık dolu günler dilerim.

Yorumlar (0)
banner557