banner565

banner472

banner458

banner457

23. Avrasya Ekonomi Zirvesi

Marmara Grubu Vakfı altı aylık bir gecikme ile 23. Avrasya Ekonomi Zirvesi’ni 7-8 Ekim 2020’de dijital platformda gerçekleşecek, uydu aracılığıyla tüm dünyada canlı yayınlanacak.

HABER 01.10.2020, 00:00 31.10.2020, 09:10
25805
23. Avrasya Ekonomi Zirvesi

17 cumhurbaşkanı ve 44 ülkenin katılacağı, Dergimiz KobiEfor’un çözüm ortağı ve medya sponsoru olduğu Zirve’de, Pandemi sırası ve sonrasında ekonomi, enerji ve barış senaryoları gündeme getirilecek. Marmara Grubu Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (Marmara Grubu Vakfı) tarafından düzenlenen, Dergimiz KobiEfor’un çözüm ortağı ve medya sponsoru olduğu Avrasya Ekonomi Zirveleri’nin 23.’sü, “Kuşak ve Yol Girişiminin Aydınlığında Koronavirüs Sonrası Yenidünya Ekonomisi’ne ve Yenidünya’ya merhaba!” ana temasıyla, 7-8 Ekim 2020’de, Pandemi nedeniyle dijital platformda gerçekleşecek, uydu aracılığıyla tüm dünyada canlı yayınlanacak.
23. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde Koronavirüs Salgını (Pandemi) sırasında ve sonrasında ekonomi, enerji ve barış senaryoları gündeme getirilecek. 44 ülkenin cumhurbaşkanı, önceki cumhurbaşkanları, önceki başbakanlar, bakan, milletvekilleri, önceki bakan, akademisyen, işinsanı ve din adamları düzeyinde katılımın beklenildiği 23. Avrasya Ekonomi Zirvesi’ni Marmara Grubu Vakfı Genel Başkanı Dr. Akkan Suver’le görüştük.
Zirve, Venezüella’dan Kore’ye 54 ülkede canlı yayınlanacak
KobiEfor: Bu yıl yaşadığımız küresel salgın (Pandemi) dolayısıyla 23. Avrasya Ekonomi Zirvesi’ni değişik bir formatta, uydu üzerinden yapacaksınız, anlatır mısınız?
Dr. Akkan Suver: Elbette. Çok uğraş vermemize ve büyük emek sarf etmemize rağmen 23. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde insanları biraraya getirememenin büyük üzüntüsü içindeyiz. Uluslarararası normlar dahilinde sağlık tedbirlerini almıştık. Ekim ayında, bir çare bulunacağını ümit ediyorduk. Bu arada, aralarında cumhurbaşkanlarından, başbakanlardan, devlet insanlarından, akademisyenlerden, işinsanlarından oluşan üçyüz civarında katılımcı da bize itimat ederek, teşrif edeceklerini belirtmişlerdi. Oysa yaşamakta olduğumuz sorumluluk, bizi bundan vazgeçirdi. Zira Pandemi ortamında dostlarımızla İstanbul’da biraraya gelmemiz yanlış olurdu.
Arkadaşlarım ve ben, madem İstanbul’da biraraya gelemiyoruz, o halde, sanal alemde teknolojinin en müstesna, en modern imkanlarıyla mükemmel bir ortam  hazırlayıp biraraya gelmenin yollarını aradık. Bu konuda deneyimli  IT kuruluşu Yediyıldız Medya ile birlikte uydu üzerinden Venezüella’dan Kore’ye ulaşacak bir canlı yayın planladık. Evet, insanları İstanbul’da biraraya getiremedik ama sanal âlemde; televizyonda, bilgisayarda, telefonda, Youtube’da, Instagram’da yanyana getirdik.
Ayrıca Covid-19’la mücadelede bir arada yaşamanın ve dayanışmanın insanlık açısından önemini, barışa duyulan ihtiyacı da gündeme getireceğiz. Hayatın devam ettiğini göstermek açısından küresel bir birlikteliği medeni ölçüler içinde sürdürmek zorunda olduğumuza da inanıyorum. Biliyorsunuz, Marmara Grubu Vakfı geride bıraktığımız yirmiki  yıl içinde tertiplediği her Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde birbirinden değişik yeniliklere imza atmış bir sivil toplum kuruluşu olarak, bu defa da büyük ve iddialı bir etkinlik için kollarını sıvamış bulunmaktadır. 23. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nin, Pandemi ortamında Türkiye’nin tanıtımına hizmet edeceğine de inanıyoruz. Gene inanıyorum ki, başarımız Türk sivil toplumunun başarısı olacaktır.
“Pandemi sonrası yeni dünya, yeni anlayış”
KobiEfor: Pandemi sürecinde yeniden şekillenen Zirve’de hangi konu başlıkları yer alacak?
Dr. Akkan Suver: Dünya gözle görülmeyen bir virüse esir oldu dersek, mübalağa yapmayız. Savaşta kapanmayan camiler, kiliseler, havralar bu virüsten dolayı kapandı. İnsanlar evlerine kilitlendi. Ekonomiler ters yüz oldu. Elbette, bu olağanüstü günlerde yaşadıklarımızı 23. Avrasya Ekonomi Zirvesi’ne taşımamız gerektiğine inanan bizler, Zirve’ye “Pandemi sonrası yenidünya, yeni anlayış” konu başlığını ekledik. Altı ayda yaşadığımız değişiklikleri, gelişmeleri, 23. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nin konu başlıklarına ekledik.
Kriz sonrasında “yeni bir normal” ile karşılaşacağız. Bu “yeni normal” küresel anlamda ekonomimizin ve insanlarımızın yavaş, dikkatli ve ölçülü olmalarını zorunlu kılacaktır. Hiçbir toplumun değişimden kaçamayacağını varsayarsak, gelecek çizgimizi bundan böyle Koronavirüs ile birlikte çizeceğiz. Dolayısıyla,  23. Avrasya Ekonomi Zirvesi’ni; “Kuşak ve Yol Girişimi’nin Aydınlığında Koronavirüs’ün Sağlık, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Etkileri” başlığıyla uluslararası boyutta tartışmağa açacağız.
Artık dünyada bir gelenek olarak kabul gören 23. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde; Pandeminin ortaya çıkardığı küresel ekonomik kriz sonrası Avrasya’nın uzun dönemde sürdürülebilir enerji ve ekonomi politikalarını küresel ve yerel aktörlerle ele alacağız. Bu arada Covid-19 sonrası ortaya çıkan boşluk, barışa olan ihtiyaç ve beraber yaşama azminin önemi üzerinde de 23. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde inanıyorum mutlaka durulacaktır.
KobiEfor: Pandemiyle ortaya çıkan yeni sosyal yapılanmaların geleceğine ilişkin öngörüleriniz nelerdir?
Dr. Akkan Suver: Geleceği koruma ve şekillendirme gerekçesiyle ele alacağımız ekonomi oturumumuzda koronavirüs sonrası, yeni ekonomi ve dünya düzenini tartışmaya açacağız. Koronavirüs’ün ortaya çıkışı ile birlikte insanlık yeniden yapılanmaya, çalışma ve yaşam şeklini değiştirmeye zorlandı. Koronavirüs sağlığımızı tehdit ederken ekonomileri, yaşam tarzımızı ve psikolojimizi de tehdit ediyor. İnanıyoruz ki, bu tehdit zaman içerisinde tersine dönecek ve Koronavirüs sonrası dünyada kendimizi adeta yeniden yaratacağız.
Temel hedef, salgın sonrası insanlarımızın ve devletlerin daha dayanıklı ve sağlıklı hale gelmesidir. Gerçek o ki, pandemiyi geride bıraktığımızda dünya çok daha farklı bir hal alacaktır. Dünyada Koronavirüs sonrası şimdiden konuşulmaya başlandı bile. Hangi meslekler kaybolacak, hangi yeni meslekler ortaya çıkacak? Ekonomi, sosyal yaşam, eğitimde neler olacak? Dünyada büyük bir değişim ve projeksiyon analizleri yapılmaya başlandı.
Akıllı fabrikalar, yapay zekâ, robotlar, fabrikalardaki makinelerde siber-fiziksel sistemlerin kullanılması ile maliyetler düşecek, üretim artacak daha az enerji ile süratli ve yaygın bir şekilde üretimin de kaliteli bir şekilde etkinlik alanı hiç şüphesiz değişecektir.
Mavi yakalıların artık daha çok otomasyon sistemine entegre olması ile niteliksel değişim yaşayacakları aşikârdır. Robotların ve yapay zekânın her sektörde daha aktif ve yayılım alanı bulacağı iş evreninde bundan en fazla yararlanacak alan, tedarik zincirleri olacaktır ve inovasyon büyük önem taşıyacaktır. Geleceğin ekonomisinde yeni enerji politikaları da kendiliğinden gelecektir. Ucuz elektrikli arabalar ile kolay ve keyifli ulaşım sistemleri kurulacak. Geleneksel analog şirketler artık devrini tamamlarken dijital dünya yükselişine hızla devam edeceğe benzemektedir. Bütün bu konuları pandemi sonrası yeni ekonomi ve yeni dünya düzeni olarak tartışmaya açacağız.
Avrasya’nın sürdürülebilir enerji geleceği
KobiEfor: Her yıl Avrasya Ekonomi Zirveleri’nde enerji konusunu gündeme getirirdiniz. Bu yıl bu alanda neler yapmayı tasarlıyorsunuz?

Dr. Akkan Suver: Koronavirüs salgını sonrasında Avrasya’da uzun dönemde sürdürülebilir enerji politikalarını yeniden düşünmek gerektiğine inanıyorum. Küresel enerji endüstrisinin gelişimi ve petrolün geleceği ile küresel enerjinin dönüşümü, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı sürdürülebilirliğe giden bir yolun haritasının pandemi sonrası alacağı şekle büyük önem vermekteyiz. Sürdürülebilir büyüme için enerji geçişleri ve küresel çevre ile petrol ve gaz endüstrisinde yeni teknolojik ortaklıklar döneminde yukarı ve aşağı yönde dijital dönüşüm stratejilerini pandemi sonrası tartışmaya açmak arzusundayız.
Enerji sektöründe ekonomik ve politik eğilimlerin küresel enerji yönetişiminde risk değerlendirmesine etkilerini ve Güney Gaz Koridoru projesinin bölgenin enerji arz güvenliği ve bölgesel kalkınmada ki yerini de konuşmak arzusundayız. Artan yenilenebilir enerji kaynakları karşısında değişen gaz piyasalarının gelecek LNG ve doğal gaz boru hatları için pandemi sonrası taşıdığı değerleri de ele alacağız. Covid-19 sonrası arz güvenliği konularının gazın geleceği üzerindeki etkilerini de gene Zirvemizde konuşacağız.
‘Avrasya’nın Sürdürülebilir Enerji Geleceği için Ortaklıklar’ ve enerji sektöründe küresel trendlerin pandemi sonrası önemini de ayrıca gündeme getireceğiz. Özetle yenilenebilir ve yenilikçi çözümlerin itici gücü olarak pandemi sonrası oluşacak pazar liberalleşmesi Zirvemizin enerji oturumlarının başlıca konusu olacaktır.
Barışın önemi
KobiEfor: Barış Platformu’nda Koronavirüs sırasında meydana gelen çatışmalar ve sürmekte olan bir insanlık dramı olarak nitelendirilen Dağlık Karabağ konusunu da ele alacağınızı belirtiyorsunuz, anlatır mısınız?
Dr. Akkan Suver: Altı ayda yaşadığımız olaylardan biri de Azerbaycan oturumunda değişiklik yapmamıza neden oldu. Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’da yıllardır uğradığı işgali, gündeme getirmeyi planladığımız Karabağ Oturumu’nda da konuya ilavede bulunduk. Zira geride bıraktığımız günlerde önce Tovuz Bölgesi’nde meydana gelen insanlık dışı Ermeni terörizmini, daha sonra Eylül ayının son günlerinde Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarına saldırmasını gündeme getirmemek olmazdı. Bu da geride bıraktığımız altı ayın bir başka versiyonuydu. Küresel anlamda terörü ve bölgesel çatışmaları ele alacağımız Barış Platformu’nda Kafkasya’da ve kardeş Azerbaycan’da günümüz çatışmalarının odak noktası olmayı sürdüren Karabağ işgalini ve son olarak meydana gelen Tovuz olaylarını konunun sahibi konuşmacıların görüşleriyle gündeme getireceğiz.
Terörü insanlığın en büyük sorunu olarak görmekteyiz. Kardeş Azerbaycan’ın karşılaştığı en büyük uluslararası sorun Dağlık Karabağ’ın işgalidir. Azerbaycan topraklarının beşte biri Ermenistan tarafından işgal edilmiş durumda ve bu işgalin zorlukları yıllardır, her türlü uluslararası itiraza rağmen devam etmektedir. Dağlık Karabağ’ın işgalinin yanı sıra Ermenistan’ın son istilacı Tovuz kalkışmasının altında yatan gerçekleri de bu toplantımızda masaya yatıracağız. Uluslararası hukukun temel ilkelerini açıkça ihlal eden işgal nedeniyle, 1 milyondan fazla göçmen, dünyanın gözlerinin önünde zor koşullarda evlerinden, topraklarından uzakta yaşam sürdürmeye çalışmaktadır. Marmara Grubu Vakfı olarak, Azerbaycan’ın uğradığı bu haksızlığı en gerçekçi şekilde ortaya koymak için daha fazla zaman kaybetmeden kamuoyuna çözümümüzü dikkatlice ve özenle konunun sahipleri tarafından sunacak, tartışmaya ve de değerlendirmeye açacağız.
Bu arada Doğu Akdeniz’de yaşanan olayları da gündeme getirmenin gerekliliği üzerinde de duruyorum. Türkiye haklı olduğu konularda, Batı tarafından yanlış değerlendirmelere muhatap kılınmakta ve yanlış uygulamalarla karşılaşmaktadır. Türkiye’nin sahip olduğu hakları gündeme getirmek ve Batılı âleme bunları anlatmak da Zirvemizin ana konularından biri olacaktır. Zira inanıyorum ki, Akdeniz’de sahip olduğumuz haklar, hiçbir tevile yol açmayacak kadar gerçektir. Türkiye’yi Akdeniz’den dışlamanın, Batı’dan dışlamaktan bir farkı yoktur.
Ülkelerin ve şirketlerin artık bir kadın ajandası olmak zorunda
KobiEfor: Kadın Liderler oturumunun içeriğine de değinir misiniz?

Dr. Akkan Suver: 23. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde Değişimin Önderleri, Kadın Liderleri Platformu da gerçekleşecek. Koronavirüs sırasında ve sonrasında toplumsal cinsiyet eşitliğinin önemini gündeme getireceğiz. Yurt içinden ve yurt dışından katılımcılarla gerçekleştireceğimiz iki ayrı oturumumuzda küreselleşen dünyada cinsiyet eşitliği ve kadının toplumsal kalkınmadaki rolünü tartışmaya açacağız. Günümüzde pandemiye rağmen bilim ve teknoloji baş döndürücü bir hızla ilerliyor. Doğal olarak bunun paralelinde toplumsal, kültürel, bireysel yaşam ve değerler sosyo-ekonomik ve politik yapılanmalar, paradigmalar da değişiyor. Siyasette ve ekonomide küresel değişimler yaşanırken nüfusun yarısını oluşturan kadın yetenekleri göz ardı edemeyiz. Araştırmalar, toplumsal yaşamda yetenek çeşitliliğini güçlendirmemizin, kurumların ve ülkelerin performanslarını da arttıracağını gösteriyor.
Dünyanın büyük ekonomileri gelişmiş demokrasileri arasında yer almak isteyen ülkelerin ve şirketlerin artık bir kadın ajandası olmak zorunda olduğuna, özellikle pandemi sonrasında daha da ihtiyacımızın olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda algı değişikliği yaratmak, kadınların konumunu ve çalışanların oranını yükseltmeye yönelik uygulamaları hayata geçirmek, toplumsal cinsiyete duyarlı aile, okul ve işyeri ortamları yaratmak Covid-19 sonrası ana hedeflerimizi oluşturmalıdır.
Toplumsal cinsiyet eşitliği hedeflerinin sadece plan ve programlarda, yasalarda, siyasi söylemlerde yer alması, ne yazık ki onların gerçekleşmesini sağlamıyor. Yasaların çıkarılması kadar uygulanması da önemlidir. Başarılı bir değişim programı ancak üst düzey yönetim tarafından teşvik edilir ve tamamen desteklenirse hayata geçirilebilir. Üst konumundaki erkekler ve kadınlar siyasette, kamuda ve özel sektörde sahip oldukları gücü, kadınların varlıklarını her kademede desteklemek adına kullanmaya hazırlar mı? Var olan klişeleri nasıl kaldırır, var olan kurumsal kültürü nasıl dönüştürebiliriz? Yeni ve yaratıcı politikaları nasıl oluşturabiliriz? Uygulanan projeleri, iyi örnekleri ve deneyimleri paylaşacak, birlikte örnek çözüm modellerini 23. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde arayacağız.
KobiEfor: Heryıl düzenlenen Zirveler’de Bilge İnsanlar Oturumu’nda cumhurbaşkanları söz alıyor. Bu yıl katılımcı cumhurbaşkanlarından özel bir değerlendirme isteğiniz olacak mı?
Dr. Akkan Suver: Bilge İnsanlar oturumunda Koronavirüs sonrası oluşacak ‘Yeni Dünya Düzeni’nde küreselleşmenin, ikili ilişkilerin ve yerelleşmenin boyutlarını konuşacağız. Gene bu oturumda oluşacak yeni yönetişim koşullarını tartışmaya açacağız. Geleceğin liderlik vasıflarını tartışacağız. Uluslararası değişimleri de ele alacağız. Özellikle de Koronavirüs sonrası oluşan yeni küresel güçler dengesi ortamında ülkelerin geleceğe aktif katılımlarını da ‘Bilge İnsanlar’ın görüşleriyle tartışmaya açacağız.
Dünyada yeni politikalar geliştirememesi nedeniyle tıkanan siyasetin, demokrasilerde alışılmışın dışında liderleri iktidarlara taşıdığını biliyoruz. Onlarla birlikte demokrasiden sapmalar ve korku politikalarına geri dönüşler başladı. Korku politikalarının sonucu evrensel değerlerde görülen değişimler, hak ve özgürlüklerin kısıtlanması, siyasetin alanını genişlettikçe bireylerin yaşam alanlarını daralttı. Özellikle gençler bu bağlamda içine düştükleri geleceğe tepki vermeye başladı. Herkesin sosyal ve uluslararası şartlarda bir yaşam hakkına sahip olmasının gerekliliğini gündeme getirdi. Kimi lider göçmen, mülteci korkusu, kimi lider İslamofobi korkusu, kimi lider terörizm korkusu, kimi lider de aşırı milliyetçilik korkusu yaratarak ülke yönetmektedir.
Düşünce ve ifade özgürlüğünde kısıtlamalar, insan haklarından verilen ödünler, medyanın ve yargının bozulması, savaşlar, ekonomideki gerilemeler gibi farklı nedenler, en gelişmiş ülkelerden en geri kalmış ülkelere kadar, hükümetlerden farklı hayalleri olan, farklı ülkelerin gençlerinin ve kadınlarının çözümü sokaklarda aramasına neden olmaya başladı. Dünyanın her kıtasında pek çok ülkede öfkeli insanlar sokaklarda! Buna bir de pandemi ortamının karamsarlığı eklendi.
Marmara Grubu Vakfı olarak; Bilge İnsanlar Oturumu’nda siyasette, ekonomide ve kültürde bir barış ve istikrar projesi olarak ele aldığımız Kuşak ve Yol Girişimi’nin Koronavirüs sırasında ve sonrasında küresel boyutta değerinin de ortaya konmasını beklemekteyiz. Dolayısıyla uluslararası toplumu bir araya getirerek; Covid-19 etkisinin küresel boyutta işbirliğiyle yönetilmesi ve yeni normale ulaşılması 23. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nin ana konusu olacaktır. Zira dünya yarın eskisi gibi olmayacak, yeni ve makul bir normalle yaşamımızı hep birlikte sürdüreceğiz.
KobiEfor: Son olarak konu dışı misafiriniz olacak mı?
Dr. Akkan Suver: Evet, günümüzün en büyük sorunu olan Koronavirüs konusunda dünya çapında çalışmalar ve araştırmalar yapan ve aşı konusunda son noktaya gelen Çin Halk Cumhuriyeti’nin ünlü ilaç ve aşı kuruluşu Sinovac Biotech Genel Müdürü bayan Helen Yang’ı, 23. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde dinleyeceğiz. Aşının son durumu hakkında Bayan Yang, bizi, bizimle beraber Zirvemizi izleyenlere son durumu anlatacak. Böylelikle inanıyoruz ki, 23. Avrasya Ekonomi Zirvesi,  yaşanan salgından düzlüğe çıkmanın yol haritasını çizecek bir etkinlik olacaktır.

Marmara Grubu Vakfı AB ve İnsan Hakları Platformu bir yıldan beri Avrupa Birliği (AB) projesi olan “Demokrasi için Türk Gençliği ve Kadınlar” alanında çalışmalarını sürdürmekteydi. Pandemi dolayısıyla çalışmalarını askıya alan Marmara Grubu Vakfı AB ve İnsan Hakları Platformu, 4 Ağustos 2020’den itibaren webinar olarak online üzerinden projeye devam ediyor. Platformun 8-9 Ekim 2020 günlerinde gerçekleştireceği webinar etkinlikleriyle ilgili olarak Marmara Grubu Vakfı AB ve İnsan Hakları Platformu Başkan Müjgan Suver ile konuştuk.
KobiEfor: Projenizi hakkında detaylı bilgiler verir misiniz?
Müjgan Suver: Biliyorsunuz Marmara Grubu Vakfı daha önce Türkiye’nin çeşitli vilayetlerinde Avrupa Birliği (AB) Projelerini başarıyla hayata geçirmiş bir sivil toplum kuruluşudur. Bu defa da gençler ve kadınlar üzerinde bir projeyi sürdürülebilir olarak hayata geçirdik. Takdir edersiniz, bir sivil düşünce kuruluşunun sağlık açısından yaşadığımız bu zor günlerde böylesine çaplı bir projeyi uygulaması ve hayata geçirmesi hiç de kolay olmamıştır. Ama biz bunu başarıyla sürdürmenin gururu içindeyiz.
“Gençlik nedir?” diye sorsalar, çoğunlukla; “Gençler bu toplumun geleceğidir, milletin umududur” gibi cevaplar veririz değil mi? Ve yine gençleri; içinde genç kızlar yokmuş gibi, tüm gençliği erkek olarak algılarız. İşte verdiğimiz bu cevaplar bile bize gençlere ve kadınlara yüklediğimiz toplumsal rol model kalıplarını göstermek için yeterlidir. Cevaplardan çıkardığımız ikinci bir ilginç sonuç; gençleri ve genç kızları, şu an yaşadığımız “şimdiki zaman” dışında bir yerlerde konumlandırdığımızı göstermiş olmasıdır. Gelecekte genç erkekler toplumsal yaşamın içinde, toplum için var olan iyi bir vatandaş, genç kızları  iyi eş, iyi anne benzeri gibi düşünürüz. Yaşadığımız şimdiki zaman içinde sadece yetişkinler varmış gibi düşünmüş olmamız bile gençleri ve kadınları eşit vatandaş kabul etmediğimizin göstergesi değil midir?
KobiEfor: Projeniz, özellikle demokrasiye ve demokratik hayata kadınların katılımını hedefliyor, anlatır mısınız?
Müjgan Suver: Ülkemizde demokrasinin gelişmesini, ekonominin gelişmesini istiyorsak, öncelikle erkek-kadın, yetişkin-genç, Türk vatandaşı olan herkesin eşit vatandaş olduğunu fark etmemiz gerektiğine inanıyoruz. Günümüzde demokrasi anlayışı değişmiştir. Önceki yıllarda yeterli gördüğümüz temsili demokrasi günümüzde yerini katılımcı demokrasiye bırakmaktadır. Bu gelişmeler doğrultusunda, seçimden seçime sandığa gidip kendini temsil edenleri seçen vatandaş tanımı, yerini farklı katılımcılık yöntemleri ile karar alma mekanizmalarında sesini duyuran, kamuoyu baskısı oluşturan, “aktif vatandaş” kavramına bırakmaktadır. Bu nedenle ülkemizde daha iyi yönetimlere, gelişmiş bir demokrasiye, kalkınmış bir ekonomiye ulaşması, bütün bu alanlara vatandaşların eşit ve aktif katılımcı olması ile mümkün olabilir.
KobiEfor: Projeyi kimlerle birlikte hayata geçiriyorsunuz?
Müjgan Suver: Marmara Grubu Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı İnsan Hakları Platformu olarak bu yıl çalışmalarımızı  genelde “katılımcılık”  konusunda proje uygulamalarına ayırdık. Bu amaçla proje ortaklarımız olan Ankara’dan Türk Kadınlar Birliği ve Berlin’den Türk-Alman Enstitüsü ile birlikte Avrupa Birliği  Sivil Destek Programı kapsamında “Demokrasi için Türk Gençliği ve Kadınlar” projesini uyguladık. Proje ortaklarının idari ve mali  kapasitelerini geliştirme, gençlerin ve kadınların karar alma süreçlerine katılımlarını destekleme hedefinde gerçekleştirdiğimiz bir dizi faaliyetin finalini; 8-9 Ekim günleri, “Gençlik ve Kadınlar Konferansı Webinarı” dizisi ile tamamlıyoruz.
KobiEfor: 8-9 Ekim 2020 günleri yapacağınız online çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?
Müjgan Suver: 8-9 Ekim günleri gerçekleştireceğimiz webinar dizisinde, Avrupa’daki gençlerin ve kadınların demokratik katılım teorilerini ve pratiklerini inceleyeceğiz. Ardından, Almanya ve Türkiye başta olmak üzere katılım mekanizmalarındaki ve süreçlerindeki benzerlikleri ve farklılıkları tartışacağız. Webinar dizisinin birinci gününde teoriye dayalı sunumlar ve farklı ülkelerdeki uygulamalara; ikinci gününde ise katılım pratikleri ve zorlukları ile Avrupa’daki sosyal değişime yönelik en iyi örneklere yer vereceğiz. ‘Türkiye’deki 13 milyon genç, 39 milyon kadın ve 7 milyon üniversite öğrencisini demokratik karar alma süreçlerine nasıl dâhil edebiliriz?’ sorusuna hep birlikte yanıt arayacağız. Akademisyenler, pratisyenler, ilgili kurum ve kuruluşların temsilcilerinin katılacağı webinar dizisinin hedefi ‘Gençler ve Kadınlar ile birlikte Geleceği Birlikte Şekillendirmek’tir.

Yorumlar (0)