banner565

banner472

banner458

banner457

Avukat Devrim Nur Kayabalı: “Teknoloji, KOBİ’lerin uluslararası pazarda önünü açtı”

Bilişim teknolojisindeki gelişmelerin, pazarların interaktif hale gelmesiyle birlikte KOBİ’lerin uluslararası pazarda daha etkili bir rol oynamalarının önünü açtığını söyleyen Avukat Devrim Nur Kayabalı, uluslararası ticaret yapan KOBİ’lerin hukuksal olarak karşılaştıkları zorluklar ve çözüm önerileri, dijitalizasyon ve şirket birleşmeleri hakkında bilgiler verdi.

HABER 01.12.2022, 00:00 23.12.2022, 12:22
25358
Avukat Devrim Nur Kayabalı: “Teknoloji, KOBİ’lerin uluslararası pazarda önünü açtı”

KOBİ yetkililerinin finansman konusundaki uzmanlıklarının sermaye sorunlarının çözümünde önemli bir etken olduğunu ifade eden Avukat Devrim Nur Kayabalı, “KOBİ’lerin finansman sorunları nedeniyle gelişmiş teknolojilere erişimin kısıtlanması söz konusu olduğundan üretim hızı olumsuz etkilenmektedir” dedi.
Finansman probleminden etkilenen diğer bir durumun ise pazarlama noktasında yaşandığını ve bu durumun KOBİ’lerin rekabet gücünü olumsuz etkilediğini belirten Kayabalı, “Bilişim teknolojisindeki gelişmeler, pazarların interaktif hale gelmesiyle birlikte KOBİ’lerin uluslararası pazarda daha etkili bir rol oynamalarının önünü açtı. Genellikle iç pazara dönük faaliyetler ve yurt içindeki devalüasyonlar sebebiyle KOBİ’lerin yoğun şekilde etkilendiği bir süreç yaşandı.  KOBİ’lerin ihracattaki payları yüzde 7-8 arasında, istihdamdaki payları ise yüzde 56.3’tür. Ekonomiye ve istihdama olan katkıları büyük olduğu halde yeterli desteği görememektedirler” diye konuştu.
KOBİ’lerin en temel sorunlarını, “Sektörlerinde uzun vadeli stratejik planlama ve personel planlamasından yoksun olmak, kaynak kıtlığı ve finansal zorluklar yaşamak, müşteri ihtiyaçlarını karşılamada ve rekabete cevap vermekte zorluklar ve yönetim giderlerinin yüksek oluşu” olarak açıklayan Kayabalı, bunların yanı sıra finansman, teknoloji, yönetim ve kalite altyapılarının son derece yetersiz olduğunu, kamu ve STK’lar tarafından yeterince desteklenmediklerini söyledi.
KOBİ’lerdeki hiyerarşik yapılardaki karar ve icra organlarının çoğunun aile bireylerinden oluştuğunu kaydeden Kayabalı, şu açıklamayı yaptı: “Özellikle doğu ve güneydoğuda değişime uyum sağlamayı gerektiren bir diğer durum ise budur. Bu bölgelerde söz konusu olan KOBİ’lerin profesyonel anlamda bir yönetim kadrosuna sahip olmaları gerekmektedir. Bu anlamda hukuken yönetimsel olarak aile bireyleri arasında çatışmalar çıkmakta ve şirketin geleceğiyle ilgili olarak alınacak kararlarda ve uygulanacak politikalarda çatallanmalar yaşanmaktadır. Öte yandan KOBİ’lerin bilmesi gereken diğer bir husus ise kanunlarımızda kendilerine tanınan haklarından bihaber oluşlarıdır. Nitekim girişimci KOBİ’lere ve yeni açılan kurumlara kuruluş aşamasında nitelikli haklar tanınmaktadır.”
Dijitalizasyonun hızlı bir şekilde hakim olduğu günümüzde şirketlerin karşı karşıya kaldıkları dava konularına da değinen Kayabalı, küresel pazarda özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerde rekabet avantajı yaratan dijitalizasyonun, bir yandan da ciddi bir güvenlik tehdidi oluşturduğunu vurguladı.
Güvenlik zafiyetleri nedeniyle ortaya çıkan tehditler sebebiyle KVKK’nın alanına giren uyuşmazlıkların ortaya çıktığını aktaran Kayabalı, şöyle devam etti: “Bu uyuşmazlıklar kişilerin verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesi, ele geçirilmesi, kullanılması ve yayılmasına ilişkin olarak ortaya çıkabilmektedir. Teknoloji çağında ortaya çıkan ve en çok karşılaşılan dava türü ise verilerin ele geçirilmesi olabilmektedir. Gelişen hackleme yöntemleri ile ortaya çıkan verilerin çalınması, banka ve kredi kartı bilgilerinin ele geçirilerek hesapların boşaltılması, e-mail ve hesap bilgilerinin kırılması yolları ile cezai işlem gerektiren uyuşmazlık konuları ortaya çıkabilmektedir. Bahsedilen bu yöntemler neticesinde kişilerin elde edilen verileri kullanılarak bu veriler şantaj unsuru olarak kullanılmakta ve para taleplerinde bulunulmaktadır.”
Bilgi güvenliği yasası ile KVKK’nın getirdiği yenilikleri ve ek yönergeleri anlamak gerektiğinin altını çizen Kayabalı, “Avrupa Birliği (AB) iç mevzuatlarında bu kanunu kabul etmeyen ve kendi ülkesindeki uyumlama sürecini gerçekleştirmeyen ülkelerin AB üyesi ülkeler ile ticaret yapmasını yasaklamıştır. Şirketlerin önlem almasını sağlayan ve uygulamaları gereken ilk yaptırım VERBİS kayıt sürecidir. Burada belirleyici unsur kişilerin verilerini işleyen ve elinde bulunduran taraf olmalarıdır. VERBİS yasal süreci ile başlayan bu sistem bir uyumlama sürecidir” diye konuştu.
Devrim Nur Kayabalı, şu bilgileri paylaştı: “KVKK’nın 17. Maddesi’nde, Türk Ceza Kanunu’nun 135-140. Maddeleri’ne atıf yaparak kişisel veri ihlallerinde özgürlüğü bağlayıcı hapis cezalarının uygulanacağı belirtilmiştir. KVKK’nın 18. Maddesi’nde ise kabahat niteliğini taşıyan fiillerde idari para cezaları öngörülmüştür. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 10., 12., 15. ve 16. Maddeleri’nin ihlallerinde ise 2.000.000,00 TL’ye varan adli para cezaları gibi ciddi yaptırımlar öngörülmüştür.”
Devrim Nur Kayabalı, uluslararası ticaret yapan şirketlerin hukuku sözleşmelerinde dikkat etmeleri gereken konulara da değindi: “Bir sözleşmenin uluslararası nitelik taşıyıp taşımadığını belirlemede en önemli husus ifa yeridir. Şirketler tarafında yapılan en büyük hata, muhatap olunan yabancılık unsurunun koşullarını değerlendirmeden genel geçer bir sözleşme metni hazırlayıp bu metni imzalamaktır. Birbirinden farklı karşılıklı iki ülkenin hukuk sistemlerinin birbirinden farklı iki lisan ile imza edilmesi ilerdeki yorumsal tartışmaların veya farklı anlaşılacak beyanların uyuşmazlık konusu olmasına yol açacaktır. Buna ilişkin olarak birbiriyle uluslararası ticaret yapan ülkeler bakımından genel geçer bir ticari terminoloji hazırlanması ortaya çıkan bu uyuşmazlıkların çözülmesinde mantıklı bir yol olabilecektir.”
Yetki şartı ile olası bir ihtilafta hangi hukukun uygulanacağının önem arz ettiğinin altını çizen Kayabalı, sözlerine şöyle devam etti: “Ödeme yöntemleri ise uluslararası sözleşmelerde bir diğer risk taşıyan unsurdur. Risk alıcıya aittir. Taraflar arasındaki sözleşmede peşin ve döviz ile ödeme kararlaştırılmışsa bu noktada ‘döviz beyan tutanağı’ ile dövizin gümrükte peşin alındığını belgelemek gerekmektedir. Bu tarz devamlı ticari işlemler yapan taraflar arasında açık hesap usulü ile çalışılarak belirli periyotlar ile cari hesap uygulaması yapılmaktadır. Uluslararası sözleşmelerde uygulanabilir olan bir diğer yol ise akreditiftir. Akreditifler tamamen belgeye dayalı olmakla birlikte karşı tarafın uygun belge ibrazı ile ödeme yükümlülüğü doğar. En güvenilir uluslararası ticaret uygulamalarından biri de budur.”
Şirketlerin birleşme süreçlerini adeta bir evlilik süreci, müzakere kısmını ise basit anlatımla kız isteme sürecine benzeten Kayabalı, “Nasıl ki hukukumuzda evlilik birliği kurulurken belirli şartlar var ise şirket birleşmelerinde de TTK uyarınca belirli şekil şartları bulunmaktadır” dedi.
Devrim Nur Kayabalı, “Sermaye şirketleri, sermaye şirketleri ile kooperatiflerle ve devralan olmaları şartıyla komanditlerle birleşebilirler. Şahıs şirketleri şahıs şirketleri ile devrolunan olmaları şartı ile sermaye şirketleriyle ve kooperatifler ile birleşebilirler. Kooperatifler ise kooperatiflerle, sermaye şirketleriyle ve devralan olmaları şartı ile şahıs şirketleri ile birleşebilirler” dedi. Tasfiye halindeki şirketin devrolunan birleşmeye katılabildiğini belirten Kayabalı, sözlerini şöyle noktaladı: “Yani öncelikle şirketin türü ve mali durumu önem arz etmektedir. İkinci önemli husus ortaklık paylarıdır. Ortakların borç ve alacakları arasında denkleştirme yapılmalıdır. Devralmada ise devrolunan şirket ortaklarının haklarının korunması için sermaye artırımına gidilmesi gerekir. Son bilançonun imar tarihi ile sözleşme tarihi arasında 6 aydan fazla zaman varsa birleşmeler esnasında bu tarafların ara bilançosuna bakılması gerekmektedir. Rekabet kurulu izinleri bakımından birleşme raporları, ara ve arz bilançolar, malvarlığı değişiklikleri ile ilgili raporlar, envanterler, birleşme kararları, ortaklık pay ve hakları, tesciller, çalışanların durumu gibi birçok teknik sürecin takip edilmesi gereken süreç uygulanmaktadır. Ticaret siciline tescil ile açıkladığımız hususların oluşması sonrasında şirketler tescille geçerlilik kazanır.”

Yorumlar (0)