banner565

banner472

banner458

banner457

Marmara Grubu’ndan: “Demokrasi İçin Türk Gençliği ve Kadınlar Projesi”

Marmara Grubu AB ve İnsan Hakları Platformu’nun, “Demokrasi için Türk Gençliği ve Kadınlar Projesi”, İstanbul, Ankara ve Berlin’de gerçekleştirilen çalışmalarla başarıyla sonuçlandı

HABER 01.11.2020, 00:01 28.11.2020, 19:19
20758
Marmara Grubu’ndan: “Demokrasi İçin Türk Gençliği ve Kadınlar Projesi”

Marmara Grubu Vakfı AB ve İnsan Hakları Platformu tarafından bir AB (Avrupa Birliği) projesi olarak sürdürülen “Demokrasi için Türk Gençliği ve Kadınlar Projesi” tertiplenen iki büyük konferansla sona yaklaştı. Projeyle ilgili Marmara Grubu Vakfı adına projeyi yöneten Marmara Grubu AB ve İnsan Hakları Platformu Başkanı Müjgan Suver ile konuştuk.
Marmara Grubu Vakfı’nın sayısız defalar AB projesi üstlenmiş ve bir sivil toplum kuruluşu olduğunu vurgulayan Suver, “Bu projeleri başarı ile tamamlamış bir düşünce kuruluşu olarak, yaklaşık iki sene önce, ‘Demokrasi için Türk Gençliği ve Kadınlar Projesi’ni uygulamaya başladık. İnanıyoruz ki; Türkiye’de demokrasi, gençlerin ve kadınların demokratik karar alma süreçlerine katılımıyla daha da güçlenecektir. Bu inançla ve heyecanla çalışmaya başladık. Proje uygulama süresi 15 aylıktı. Araya hiç kimsenin risk planlamasında öngöremediği Covid-19 girince, uygulamaya verdiğimiz dört aylık arayla birlikte 19 ayda tamamlanmış oldu. Proje faaliyetlerini Marmara Grubu Vakfı İcra Konseyi Üyesi Lale Aytanç Nalbant ile birlikte ağırlıklı olarak İstanbul’da, proje ortaklarımızın bulunduğu Ankara ile Berlin’de gerçekleştirdik” açıklamasını yaptı.
Projede ortaklık ettikleri kuruluşların; “Ankara’da Türk Kadınlar Birliği, Almanya Berlin’de Türk Alman Kültür Dernekleri” olduğunu aktaran Suver, şu bilgileri paylaştı: “Proje kapsamındaki ortak kuruluşların idari ve finansal kapasitesini geliştirme amaçlı eğitimler, Marmara Grubu Vakfı’nda verildi. 18-29 yaş aralığındaki üniversite öğrencilerine, gençlerin ve kadınların karar alma süreçlerine katılımlarını desteklemek amacıyla verdiğimiz seminerler ise Marmara Üniversitesi ile Beykent Üniversitesi’nde verildi. Üniversite öğrencileriyle birlikte, İstanbul ve Ankara’daki yerel ve merkezi demokratik kurumlara ziyaretlerde işleyişleri hakkında bilgi alındı. İstanbul, Ankara ve Berlin’de paydaşlarımızla birlikte atölye çalışmaları, bilgilendirme ve beyin fırtınası toplantıları yapıldı. Projemizin açılış ve tanıtım toplantısı İstanbul’da, kapanış toplantısı Ankara’da gerçekleştirildi. Covid-19 Salgını (Pandemi) ile birlikte getirilen yasal sınırlamalar doğrultusunda çalışmalara 4 ay ara vermek zorunda kaldık. Ağustos’ta proje uygulamasına yeniden başladık. Toplantılara, toplu seyahatlere getirilen yasaklar, üniversitelerin eğitime ara vermeleri nedeniyle gerçekleştiremediğimiz faaliyetlerimizi, teknolojinin imkânlarından faydalanarak, dijital ortamda gerçekleştirmeye başladık. Webinar, online toplantılar ve uydu sistemleriyle katılımcı ve paydaşlarımıza ulaşarak, projemizi tamamladık.”
Müjgan Suver, ziyaret edemedikleri demokratik kurum ziyaretlerinin bir bölümünü de “Gençlik ve Kadın” konferansını uydu üzerinden gerçekleştirdiklerini anlattı: “İki gün süren konferansa, AB ülkelerinden Almanya, Polonya Hırvatistan’dan ve Kuzey Makedonya’dan konuşmacılar katıldılar. Ayrıca bu konferans, Türkiye’nin on büyük şehrinden seçilmiş gençlik örgütlerinin temsilcilerini, siyasetçilerimizle, ‘geleceğimizi birlikte kuralım’ konulu bir forumda, buluşturdu. Böylece Marmara Grubu Vakfı, ‘z’ kuşağının sorunlarına çözüm oluşturacak bir projeyi hayata geçirmiş oldu.”
Müjgan Suver, sivil toplum kuruluşlarının her alanda kamuoyunun nabzını tutan aktörler olarak AB’ye katılım sürecinde de önemli rol oynadığını vurguladı: “Marmara Grubu Vakfı olarak bizler, Avrupa Birliği’ni bir ‘Barış ve Çağdaşlık’ projesi olarak kabul etmekteyiz. Biz, AB projelerini, bizi AB’ye yakınlaştıran en önemli araçlarından biri olarak görmekteyiz. Bu nedenle demokrasinin gelişmesi için öncelikle sivil toplum kuruluşlarının kapasitesinin gelişmesi, gençlerin ve kadınların toplumsal yaşamın her alanına eşit katılımlarının önemli olduğunu ısrarla savunuyoruz. Bu inançla yaklaştığımız için olsa gerek projeyi başarı ile tamamlamak için var gücümüzle çalıştık.”

Yorumlar (0)