banner565

banner622

banner472

banner458

banner457

banner626

2017-2018 bağlamında Türkiye ekonomisine sektörlerden bakış

2017 yılında toparlandı ve ekonomik büyümeye büyük katkı sağladı. Sektörel performans Türkiye’de ihracatın ithalatı karşılama oranını 2017’de farkedilir ölçüde iyileştirdi.

SEKTÖR 01.01.2018, 08:45 30.12.2017, 23:21
6475
2017-2018 bağlamında Türkiye ekonomisine sektörlerden bakış
banner637
Hemen hemen bütün sektörlerde 2018 yılı hedefi; yüksek katmadeğerli üretime ve rekabetçiliğin artmasına göre şekilleniyor. Sektörlerin 2017 yılı ihracat başarısının 2018’de de artarak yükseleceği öngörülüyor.
Türkiye ekonomisinin 2016 yılında büyümesi yavaşladı. İhracatta ve ithalatta daralma yaşandı. İçeride başarısız darbe girişimi, Rusya krizi ve Ortadoğu’da yaşanan siyasi gelişmeler ekonomiye olumsuz yansıdı ve hatta bazı kritik sektörlere ‘durağan’ denebilecek hasarlar verdi. Genelde Türkiye’de yatırım eğilimi zayıfladı.
2017 yılının ilk yarısı ekonomide ‘toparlanma’  ve normalleşme dönemi oldu; yılın ikinci yarısında ise büyüme hızlandı ve toplamda yaklaşık yüzde 6-8 civarında, dünyayı da şaşırtan bir yüksek büyüme bandına çıkılabildi.
İhracatta ise yüzde 9.8 artış oranı yakalandı ve 156.5 milyar ABD doları seviyesine çıkıldı. 1977’nin yüksek performansı, KDV ile ÖTV indirimleri ve ihracattaki başarı ile açıklandı. Yatırımlardaki zayıflık devam etti.
2016-2017 konjonktüründe ekonomik sektörlerin her birinin özel bir hikayesi oldu ve 2018 yılına ilişkin beklentileri oluştu. Temel bazı sektörlerin özet durumunu ve yakın vadeli beklentilerini “Sektör Dosyamız”ın konusu olarak değerlendirmenin yararlı olacağını düşündük.

TURİZM SEKTÖRÜ
Kriz dönemi:
Rusya ile siyasi kriz ve Avrupa’nın kendi krizi 2016 yılında Türk turizm sektörünü vurdu. Ülkemiz 2011-2015 döneminde turist girişleri açısından dünyada 6’ncı sırada iken 2016 yılında 10’uncu sıraya geriledi; turist sayısı da yüzde 23.3 azalarak 25.3 milyona düştü. Türkiye 2016’da turizm gelirlerinde 12.’likten 17.’liğe gerilerken sağlanan gelir yüzde 29.7 azalarak 22.1 milyar dolara düşmüştü.

2017 durumu: Ancak 2017 yılında sektör görece toparlanma sürecine girdi. 2017 yılında dünyadaki turist sayısı yüzde 3.5’lik artışla 1.28 milyar kişi, turizm harcamaları ise yüzde 2.9’luk artışla 1.3 trilyon  dolar seviyesinde gerçekleşince sektörde görece bir rahatlama yaşadık. 2017 yılında ülkemize gelen turist sayısı 31.4 milyon kişi oldu ve turizm gelirleri 25.1 milyar ABD doları olarak gerçekleşti. 2017’de turist sayısı açısından 2016’nın kaybı telafi edildi ama gelirler açısından ancak üçte biri telafi edilebildi. Turist sayısında 2015 seviyesini yakalamak ancak 2018'de, turizm gelirlerinde ise en erken 2019'da mümkün olacak.

2018 perspektifi: Toparlanmanın devam edeceği, 2018 yılında ülkemize 36.1 milyon turist geleceği ve sağlanacak gelirin 28.3 milyar dolar olacağı tahmin edilmektedir.

TEKSTİL SEKTÖRÜ

Mevcut durum:
2016 yılında sektörde üretim, tekstil sanayiinde yüzde 1.0, hazır giyim ise yüzde 2.5 artmış; sektör genelinde ihracat ve ithalat azalmıştı. Deri sektöründe 2016 yılında üretim azalması yüzde 7.1 idi.
2017 yılında, ihracat ve ithalat tekstilde artarken hazır giyimde azaldı. Deri sektöründe ise 2017 yılında üretim önemli oranda artmıştır. Şu da kaydedilmeli: 2016 ve  2017 yılında  ihracat artarken ithalat gerilemiştir. Örneğin; ithalatta Çin’in payı 2017’de yüzde 45’ten 35’e düşmüştür.

2018 perspektifi: 2018 sektör vizyonuna gelince; hazır-giyim, deri ve mobilya gibi moda ve tasarımın büyük öneme sahip olduğu sanayilerde talebe etkin şekilde cevap verebilen üretici özelliklerini geliştirme, koleksiyon ve marka yaratma, pazarlama ve üretim kanallarında etkinlik, çevre ve sosyal duyarlılık rekabet gücünün geliştirilmesi için gerekli unsurlardır. Bu sektörlerde daha yüksek katmadeğer elde edebilmek için firmaların değer zincirinin bu alanlarında kabiliyetlerini geliştirmesi gerekmektedir.

ENERJİ SEKTÖRÜ

Mevcut durum:
Yıllık elektrik talebi dünyada yüzde 3, ülkemizde yüzde 5 artmaktadır.
Türkiye’de, birincil enerji kaynaklarında ithalatın oranı yüzde 76 seviyesinde olup bunların tüketimi, kömür yüzde 27, petrol yüzde 30 ve yenilenebilir enerji yüzde 12 oranındadır.
Doğal gazda yüzde 98, petrolde yüzde 91 oranında dışa bağımlılık mevcuttur. Elektrik üretiminde yenilenebilir enerji payı 2017’de yüzde 32.6 ve 95.7 milyar kWh olmuştur.
2017 yılında elektrik santralleri toplam kurulu gücü yüzde 3.6 artarak 81.354 MW olmuştur.
Elektrik tüketimi 2017 yılında 294.1 milyar kWh olarak gerçekleşti.

Kişi başına elektrik tüketimi, 3.537 kWh’den 2017 yılında 3.687 kWh’ye yükseldi.
2018 perspektifi: Türkiye toplam elektrik tüketiminin 304.8 milyar kWh olması ve kişi başı elektrik tüketiminin 3.784 kWh’ye yükselmesi; elektrik santralleri toplam kurulu gücünün yaklaşık yüzde 3.7 artarak 84.352 MW’a çıkması; doğal gaz yakıtlı santrallerin toplam elektrik üretimindeki payının yüzde 33.6 seviyesine düşmesi; yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretiminin toplam elektrik üretimi içindeki payının yüzde 32.4 ile bir önceki yıla göre aynı seviyede kalması öngörülmektedir.

İNŞAAT SEKTÖRÜ

Mevcut durum:
İstihdamda sektör 2017 yılında yüzde 2.6 artışla 2.2 milyona ulaştı. Sektörde 2017 yılı Ocak-Ağustos döneminde 17.735 şirket kuruldu, 3.594 şirket kapandı.
2017 yılında yaklaşık 817 bin olarak tahmin edilen konut ihtiyacına karşılık; yapı kullanma izni alan konut sayısı, Haziran 2017 itibarıyla yaklaşık 383 bin oldu.
Yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinde ortalama proje bedelleri 77 milyon dolar seviyesine çıktı ve özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülke pazarlarında önemli bir konum elde edildi.

2018 perspektifi: 2018 yılında konut ihtiyacının yaklaşık 817 bin olacağı tahmin edilmektedir. Konut açığı bulunan yerleşmelerin tespit edilerek ihtiyacın karşılanması ve konut piyasasında arz-talep dengesinin kurulması öne çıkmaktadır.

İnşaat sektörünün üretim ve hizmet kalitesini uluslararası standartlara ulaştırarak, yenilikçi bir anlayışla arz ve talebin yüksek katmadeğerli ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması ve sektörde teknik müşavirlik hizmetlerinin etkinleştirilmesi hedeflenecektir.

OTOMOTİV SEKTÖRÜ

2017 yılında toparlandı ve ekonomik büyümeye büyük katkı sağladı. Sektörel performans Türkiye’de ihracatın ithalatı karşılama oranını 2017’de farkedilir ölçüde iyileştirdi.2017 yılında toparlandı ve ekonomik büyümeye büyük katkı sağladı. Sektörel performans Türkiye’de ihracatın ithalatı karşılama oranını 2017’de farkedilir ölçüde iyileştirdi.2017 yılında toparlandı ve ekonomik büyümeye büyük katkı sağladı. Sektörel performans Türkiye’de ihracatın ithalatı karşılama oranını 2017’de farkedilir ölçüde iyileştirdi.2017 yılında toparlandı ve ekonomik büyümeye büyük katkı sağladı. Sektörel performans Türkiye’de ihracatın ithalatı karşılama oranını 2017’de farkedilir ölçüde iyileştirdi.2017 yılında toparlandı ve ekonomik büyümeye büyük katkı sağladı. Sektörel performans Türkiye’de ihracatın ithalatı karşılama oranını 2017’de farkedilir ölçüde iyileştirdi.2017 yılında toparlandı ve ekonomik büyümeye büyük katkı sağladı. Sektörel performans Türkiye’de ihracatın ithalatı karşılama oranını 2017’de farkedilir ölçüde iyileştirdi.

Mevcut durum: Türkiye otomotiv sanayi 2017 yılında üretimde toparlanmanın üstünde bir gelişme gösterdi. Ocak-Kasım dönemi 11 aylık üretim rakamları aşağıdaki gibi gerçekleşmiştir:

                            2017             2018
Otomobil            843.925    1.047.846
Ticari araçlar      485.887       495.741,24
B. Kamyon           13.923        17.169,96
K. Kamyon             2.272          3.633,104
Kamyonet           418.834      413.693
Otobüs                  7.588          7.610
Minibüs               40.176         50.367
Midibüs                 3.094          3.269
Toplam           1.329.812   1.543.587

2. El pazarı: TÜİK verilerine göre, 2017 Eylül ayı sonu itibari ile Türkiye 2. el araçları toplam pazarı yüzde 10.9 artarak 5.414.769 adet oldu.

2018 sektörel perspektifi: Türkiye’nin uluslararası rekabet gücünü ve dünya ihracatından aldığı payı artırmak için imalat sanayiinde dönüşümü gerçekleştirerek yüksek katmadeğerli yapıya geçmek otomotiv sektörümüzün hedefi olacaktır.

KİMYA SEKTÖRÜ

Mevcut durum:
İlaç hariç sektör üretimi 2017 yılında yüzde 2.8 arttı. Sektör ihracatı 2017 yılında yüzde 12.1 artarak 7.4 milyar dolar gerçekleşti. İthalat ise yüzde 10.9 artışla 26.8 milyar dolar oldu. İlaç sektörünün 2017 yılında ihracatı yüzde 0.7, ithalatı ise yüzde 18.9 azaldı.

2018 perspektifi: İmalat sanayii içerisinde yüzde 15 ile en büyük ithalat kalemini oluşturan kimya sanayiinde büyük ölçekli yatırım ihtiyacı devam etmektedir. Özellikle kauçuk ve plastik ürünleri imalatında kullanılan kimya sanayii ürünleri sektör ithalatının yaklaşık yüzde 40’ını oluşturmaktadır. Bu çerçevede 2018 ve sonrasında sektörde petrokimya, plastik, kompozit ve ileri malzeme gibi alanlarda lojistiği uygun yer tahsisi yapılarak kimya parklarının kurulması; sektörün yüksek katmadeğerli bir yapıya dönüştürülmesine imkan verecek ve firmaların rekabet gücünün ve yeni yatırımların artırılması gibi konularda sektöre avantaj sağlayacaktır. İlaçta yerelleştirme için son adımlar atıldı; Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun verdiği İyi Üretim Uygulamaları (GMP) sertifikalarının tanınırlığını sağlayacak ve sektörün ihracatını kolaylaştıracak PIC/S (Uluslararası İlaç Denetim Birliği) süreci tamamlandı; ilaç sektörü yeni bir vizyon kazandı.

DEMİR-ÇELİK SEKTÖRÜ

Mevcut durum:
Sektörde,  2016 yılı başından itibaren toparlanma eğilimi görülmektedir. Ham çelik üretimi 2016 yılında dünyada yüzde 0.8, Türkiye’de ise yüzde 5.4 artarak 33.2 milyon ton gerçekleşmiş, dünya sıralamasında dokuzunculuktan sekizinciliğe yükselmiştik.
2016’da sektör iç tüketimi yüzde 0.9 azalarak 34.1 milyon tona gerilemişti. Nihai mamul üretimi ise yüzde 0.2 azalmış ve 36.9 milyon ton olarak gerçekleşmişti. 2016’da sektör ihracatı miktarda yüzde 1 artarken değerde yüzde 8.1 gerilemiş, sırasıyla 16.9 milyon ton ve 10.8 milyar dolar olmuş, ithalat ise miktarda yüzde 8, değerde yüzde 11.5 azalarak sırasıyla 17.5 milyon ton ve 10.9 milyar dolar olmuştu.
2017’de dünya ham çelik üretimi Ocak-Ağustos döneminde yıllık yüzde 4.9 artarken Türkiye’nin üretimi yüzde 13.6 arttı ve 24.7 milyon ton gerçekleşti. Ocak-Ağustos 2017’de toplam çelik ürünleri ihracatımızın yıllık miktarı yüzde 11.1 artışla 12.4 milyon tona, değeri de yüzde 23.5 artışla 8.7 milyar dolara çıktı. 2017 yılında da azalma eğilimini sürdüren ithalat, aynı yıllık dönemde yüzde 18.3 azalarak 10.3 milyon tona geriledi ve ihracatın ithalatı karşılama oranı, yüzde 93 seviyesinden yüzde 114’e yükselirken Türkiye demir-çelik ürünlerinde tekrar net ihracatçı konumuna geçti.

2017 yılında toparlandı ve ekonomik büyümeye büyük katkı sağladı. Sektörel performans Türkiye’de ihracatın ithalatı karşılama oranını 2017’de farkedilir ölçüde iyileştirdi.

2018 perspektifi: Dünya çelik sektöründeki fazla kapasite sorununun yol açtığı keskin korumacı yaklaşımın kısa sürede ortadan kalkması mümkün olmayacak. Rekabet gücünün tekrar artırılabilmesi için küresel atıl kapasite sorununun çözümünde etkin rol alınması ve koruyucu önlemlerin uygulama etkinliğinin artırılması büyük önem taşıyacaktadır.

MAKİNE SEKTÖRÜ

Mevcut durum:
Makine ve aksamları sektörünün toplam ihracatı, 2017’de  yüzde 6.8 artışla 13.9 milyar dolar olarak açıklandı. Toplam ihracattan makine sektörünün payı  yüzde 10 oldu. Tüm ürün gruplarında ihracat artışı gözlendi. 2017 yılında türbin, turbojet ve hidrolik silindir ihracatındaki artış yüzde 60’ın üzerine çıktı. Türk makinelerine en çok talep Almanya ve ABD’den gelirken bu iki ülkeye toplam makine ihracatı iki milyar doları aştı.

2018 perspektifi: Türkiye’nin 2017 üçüncü çeyrekte kaydettiği yüzde 11.1 rekor büyümeye en güçlü katkıyı, sanayide yüzde 15.9 ile sağlanan çok güçlü bir artışı olmuş; cari fiyatlarla en yüksek büyüme hızı yüzde 35.4 ile "imalat sanayi" sektöründe yaşanmıştı. Sektörün 2018 yılında, Avrupa pazarındaki genişlemeye bağlı olarak ihracatta performansını sürdüreceği öngörülüyor.

KAUÇUK VE PLASTİK SEKTÖRÜ

Mevcut durum:
Üretim kapasitesi ile dünyada altıncı, Avrupa'da ise ikinci sırada yer alan plastik sektörü 2017 yılında miktarda yüzde 10.2'lik artışla 9.7 milyon tona, değerde ise yüzde 9.8 artışla 37.1 milyar dolara yükseldi. Sektör ihracatı 2017’de 4.3 milyar doların üzerine çıktı. Türk plastik sektörü ihracatta oluşturulan katmadeğer açısından dünya ortalamasının gerisinde kaldı.

2018 perspektifi: 2018 yılında plastik üretimimizin en az yüzde 5 büyüme ile miktarda 10 milyon tona, değerde 39 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Ekonomiye en az 15 milyar dolarlık katmadeğer sağlayabilecek olan sektörün  2018'de mamul ve hammadde olarak direkt ihracatta en az 5.6 milyar dolara ulaşacağı, dolaylı ve dolaysız ihracat toplamının 16 milyar doları geçeceği öngörülüyor. 2023 yılında en az 17 milyar dolar ihracat hedefleyen sektör için;  kilogram başına 3 doların altına inmiş birim ihraç fiyatlarını gelişmiş ülkeler ortalamasına çıkaracak tedbirler gerekiyor.

GIDA-TARIM SEKTÖRÜ

Mevcut durum:
Tarımsal fiyat artışı, özellikle de bitkisel ve hayvansal sıvı yağlar, hazır hayvan yemleri ile et ve et ürünleri gruplarının fiyatları enflasyondan yüksek seyretti. Toplam tarım arazisi 2010’da 24.4 milyon hektar iken 23.7 milyon hektara geriledi. İllerde toplam 1.3 milyon hektar alanda yürütülen toplulaştırma çalışmalarının 920 bin hektarı tamamlandı. Büyükbaş hayvan varlığında yeterli seviyeye ve süreklilik arz eden bir artışa ulaşılamadı. Küçükbaş hayvan varlığında kırmızı et arz açığını telafi edecek bir artış olmadı. Sığır varlığı 14 milyon baş; yaklaşık 31 milyon baş da koyun varlığı mevcut.
Kırmızı et fiyatlarındaki tırmanma, canlı büyükbaş hayvan ithalatında gümrük vergisi yüzde 135’ten yüzde 26’ya, karkas et ithalatında ise yüzde 100 ile yüzde 225 arasında bulunan gümrük vergisi yüzde 40’a düşürülerek durdurulmak istendi; görece başarı sağlandı.

2018 perspektifi: Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi aracılığıyla gıda arz zincirine ilişkin kayıt sisteminin güçlendirilmesi, lisanslı depoculuğun yaygınlaştırılması, yaş meyve-sebze tedarik zincirinde lojistik altyapıların ve yatırımların iyileştirilmesi, bu ürünlerin paketleme, nakliye, depolama ve perakende satışa sunulmasında uyulması gereken standartların belirlenmesi ile toptancı hallerinin etkin çalıştırılması ve modernizasyonu hedeflenmiştir.

BİLİŞİM SEKTÖRÜ

Mevcut durum:
Sektör büyüklüğü 2017’de yüzde 14 artışla 100 milyar TL’nin üzerine çıktı. BİT sektöründe 54’ü yazılım alanında olmak üzere 100 işletme Ar-Ge Merkezi Belgesi aldı.

Sektördeki Ar-Ge merkezi sayısı son üç yılda yaklaşık 4 katına çıkmıştı. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nde (TGB) faaliyet gösteren 4.510 firmanın yüzde 54’ü yazılım ve bilişim alanında faaliyet gösterdi.
2017 yılında, 7033 Sayılı Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında Sanayi Sicili Kanunu’ndaki sanayici tanımına bilişim teknolojisi ve yazılım üreten işletmeler dahil edildi  ve kamu ihalelerinde yerli yazılım ürünü teklif eden istekliler lehine yüzde 15 fiyat avantajı sağlandı.

2018 perspektifi: Sektörde yüzde 15 artışla yaklaşık 115 milyar dolar pazar büyüklüğüne ulaşılması bekleniyor. Nesnelerin interneti (IoT) ve yapay zeka (AI) gerçek zamanlı veri ve bulut bilişim kullanımını tetikleyecek. 2018’de anında 40 dilde çeviri yapan kulaklıklar, hizmet sektöründe yaygınlaşan robotlar hayatımıza girecek. Daha fazla içerik dağıtım ağı kullanılacak. Erişilebilirlik ve yüksek performans için CDN hizmetlerinin kullanımı yaygınlaşacak.
Makine öğrenimi yaygınlaşmaya devam edecek. IDC verilerine göre 2021 yılında kurumsal ticari uygulamaların yüzde 75’inin arkasında yüksek performans ihtiyacı duyan makine öğrenimi yer alacak. KOBİ’lerin yüzde 71’i bulut üzerinde herhangi bir çözüm kiralayacak.

ELEKTRONİK SEKTÖRÜ

Mevcut durum:
Sektör ihracatı 2017 yılında yaklaşık 11.5 milyar dolar gerçekleşti. Bilgisayar, elektronik ve optik ürünler imalatı sanayiinde 2017 yılı üretim artışı yüzde 6.6 olarak hesaplandı. Beyaz eşya sanayiinde 2017’de üretim yüzde 11.6, ihracat yüzde 4.8 arttı. Sektörde ÖTV indirimi iç piyasada canlanma yarattı; iç satış yüzde 24 genişledi.

2018 perspektifi: Sektörde ülkemizde üretim çoğunlukla geleneksel teknolojilerle yapılmakta olup ithalatta ise yüksek teknolojili ürünler ağırlıklıdır. Sağlık Endüstrilerinde Yapısal Dönüşüm Programı Eylem Planı kapsamında hazırlıkları yürütülmüş olan Tıbbi Cihaz Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı taslağı hazırlanmıştır. Kamu alımı politikalarıyla üretim ve teknolojik gelişimin desteklenmesi için Sağlık Endüstrileri Yönlendirme Komitesi’nde çalışmalar sürdürülmektedir. Bu kapsamda tıbbi görüntüleme cihazlarının ve tıbbi sarf malzemelerinin yerlileştirilmesine ilişkin çalışmalar yoğunlaşacaktır.

Yorumlar (0)