banner565

banner472

banner458

banner457

Sürdürülebilir kalkınmanın anahtarı: Yenilenebilir enerji ve finansmanı; geleceğin yapıtaşı

Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelesinde ve sürdürülebilir kalkınmasında en önemli rollerden birini ‘enerji’ üstleniyor. Enerji talebi hızla artan Türkiye’nin yeşil dönüşümünü, yenilenebilir enerjideki devam eden atılımı hızlandıracak. Yenilenebilir enerji alanında ivmelenmeyi sürdürmesi ve finansman kaynaklarına erişebilmesi halinde Türkiye, gelecekte de enerji alanında dünyanın önemli oyuncularından olacak.

DOSYA 01.01.2024, 00:00 22.01.2024, 09:23
17073
Sürdürülebilir kalkınmanın anahtarı: Yenilenebilir enerji ve finansmanı; geleceğin yapıtaşı

İklim değişikliğiyle kararlı mücadelesine sürdürülebilir bir şekilde devam eden Türkiye’nin bu alanda en önemli sorunlarından biri artan enerji talebi ve fosil yakıtlardan hızla çıkarak, yeşil ve temiz enerji dönüşümünü sağlamak. Bunun yolu da yenilebilir enerji yatırımlarından geçiyor. Yeşil, temiz ve yenilenebilir enerji yatırımlarına sürekliliği olan bir atılımla devam eden Türkiye, yenilenebilir enerji alanındaki ivmelenmesini sürdürmesi ve gerekli finansman kaynaklarına erişebilmesi halinde gelecekte de enerji alanında dünyanın önemli oyuncularından biri olacak.
Enerji üretimindeki çeşitliliği artırarak, fosil yakıtlara bağımlılığı azaltarak, sürdürülebilir bir enerji geleceğine katkıda bulunan ‘Yenilenebilir Enerji’ teknolojileri, iklim kriziyle mücadelede çözüm olarak dünyanın ve Türkiye’nin önünden duruyor. İklim değişikliği ve hava kirliliğinin azaltılmasını, enerji arzının çeşitlendirilmesine katkıda bulunarak enerji güvenliğini, genellikle doğal olarak mevcut ve ücretsiz bulunmaları nedeniyle enerji fiyatlarının daha istikrarlı olmasını; doğal kaynakların korunmasını, uzak ve kırsal bölgelerde enerji erişiminin artırılmasını sağlayan yenilenebilir enerji projeleri, yeni iş ve istihdam oluşturarak sürdürülebilir ekonomik kalkınmaya da katkı sunuyor.
Enerji maliyetlerini düşürerek endüstriye rekabet gücü sağlayan yenilenebilir enerji kaynakları, fosil yakıtlara göre daha çevre dostu. Güneş, rüzgar, su ve biyokütle enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklardan elde edilen enerji, sera gazı emisyonlarını da azaltıyor. Yenilenebilir enerji projeleri, toplulukları güçlendirebiliyor ve enerji altyapısına katkıda bulunabiliyor. Bu projeler genellikle yerel halka sağlık, eğitim ve altyapı geliştirme gibi sosyal ve ekonomik faydalar da sağlıyor.

Yenilenebilir enerji ve teknolojilerinde trendler
Güneş Enerjisi, Termal Güneş Enerjisi, salmastraların ve yarıiletken malzemelerin termodinamik özelliklerinden yararlanarak, güneş ışığını veya ısıyı elektrik enerjisine dönüştüren termoelektrik cihazları içeren Salmastralar ve Yarıiletken Malzemeler, geleneksek silikon tabanlı güneş hücrelerine alternatif organik malzemelerle üretilen Organik Fotovaltaik Hücreler, Güneş Pilleri Üzerine Yansıma (Bifacial Güneş Pilleri), Perovskit Güneş Hücreleri, Bina Entegre Fotovoltaik Sistemler (BIPV), Rüzgar Enerjisi, Aerodinamik Rüzgar Kanatları, Deniz Rüzgar Enerjisi, Gelgit ve Deniz Akıntısı Enerjisi, Elektromanyetik Dalga Enerjisi, Deniz Biyokütlesi, Akarsuların ve baraj göletlerinin potansiyel enerjisini su türbinleri aracılığıyla mekanik enerjiye dönüştürülerek elektrik enerjisi üretilmesini sağlayan Hidroelektrik Enerji, Su Deposu Enerji Depolama, elektroliz yöntemiyle suyun hidrojen ve oksijen gazlarına ayrılması işlemi olan Su Elektrolizi.
Yer altındaki sıcak kaya ve sıvı kaynaklarından elde edilen ısının buhar veya sıvı türbinleriyle elektrik enerjisine dönüştürülmesi olan Jeotermal Enerji, Okyanus Termal Enerjisi, Dalga Enerjisi, Sıcaklık Farkı Enerjisi (Termal Gradyan Enerjisi), termal enerjiyi, ısıyı grafitenin yapısına gömerek depolama yöntemini içeren Grafiten Depolama, odun, bitki artıkları, hayvan gübresi gibi biyokütle atıkları ve biyoyakıtlardan oluşan ve organik malzemelerden elde edilen enerjiyi ifade eden Biyokütle Enerjisi, organik atıkların çürütülmesi ve fermantasyonu yoluyla elde edilen metan gazını içeren Biyogaz, biyokütle veya organik atıkları oksijensiz bir ortamda ısıtarak, katı, sıvı ve gaz fazlarına ayıran bir termal dönüşüm yöntemi olan ve biyokarbonsuz, biyo-yağ ve biyogaz enerji olarak kullanılabilmesini sağlayan Piroliz, yüksek sıcaklıklarda çalışan ve doğrudan doğal gaz, biyogaz ve hidrojeni elektrik enerjisine dönüştürebilen yakıt hücreleri olan Katı Oksit Yakıt Hücreleri (SOFC), Atık Isısı Geri Kazanımı.
-Hidrojen Enerjisi, yollar üzerindeki araçların hareketinden veya su akışlarından elde edilen kinetik enerjiyi içeren Kinetik Enerji Dönüşümü (KEH), Yenilenebilir Enerji Depolama, enerjiyi kimsayal bir reaksiyon yoluyla depolayan teknolojiler olan Elektrokimyasal Depolama, Yapay Fotosentez, Enerji Hasatı.

Yenilenebilir Enerji Finansmanı’nda dikkat çeken trendler
Yeşil Finansman ve Sürdürülebilir Krediler, Sosyal ve Çevresel Etki Yatırımları, Yeşil Tahviller (Şirketler ve devlet kurumları, yenilenebilir enerji projelerini finanse etmek için yeşil tahviller ihraç etmektedir. Bu tahviller, özel sektör ve kamu sektöründen yatırımcılara çevresel projeleri destekleme fırsatı sunar), Enerji Depolama Projeleri, Artan Risk Yönetimi, Dijital Finans ve Teknoloji Kullanımı, Yatırım Fonları ve İnovatif Finansman Modelleri, Yenilenebilir Enerjiye Duyarlı Sigorta Ürünleri, Elektrikli Araç (EV) Altyapısı Finansmanı, Enerji Verimliliği Projeleri, Daha İyi Finansal Araçlar ve Hibrit Finansman Modelleri, Karbonsuz Finansman ve Karbon Ticareti, İnovasyon ve Teknoloji Odaklı Yatırımlar, Yatırımcı Aktivizmi ve Sosyal Etki Yatırımları, Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine (SDGs) Uyum.

Güneş ve rüzgarda ilave yenilenebilir enerji kurulumumuz 12 yılda 60 gigavata ulaşacak
Rusya’nın başkenti Moskova’da düzenlenen Rus Enerji Haftası kapsamında gerçekleştirilen ‘Teknolojik egemenlik ve düşük karbon enerjisi: Geleceğe bakmak’ başlıklı oturumda konuşan Bakan Bayraktar, “Türkiye’nin kurulu gücünün yüzde 55’i yenilenebilir enerjiden geliyor ve bunu daha da artırmak istiyoruz. 2035’e kadar güneş ve rüzgar enerjisinde kurulu gücümüzü her yıl 5 gigavat artırmamız gerekiyor. Güneş ve rüzgarda ilave yenilenebilir enerji kurulumumuz 12 yılda 60 gigavata ulaşacak” dedi.

Türkiye’nin rüzgar potansiyeli 150 bin MW
Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) tarafından ‘Rüzgarın Yılı’ ana temasıyla İstanbul’da TÜREB Başkanı İbrahim Erden’in evsahipliğinde düzenlenen 12. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’nde (TÜREK) konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye Rüzgar Enerjisi Potansiyeli Atlası’nın güncellendiğini ifade ederek, şu bilgileri verdi: “11.609 MW kurulu güce ve yıllık yaklaşık 2 milyar Avro ciroya sahip sektör, ülkemiz elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 11’ini karşılıyor. Rüzgar enerjisinin toplam üretimdeki payına dair dünya ortalaması ise yüzde 7,5. Türkiye’nin mevcut potansiyeli dünya ortalamasının üstünde. Güncellenen atlas verilerine göre; rüzgar potansiyelimizin mevcut teknoloji ve şartlarda yaklaşık 100 bin MW olduğunu, rüzgar türbini teknolojilerindeki gelişmeler sayesinde ise 150 bin MW seviyelerine kadar çıkabileceğini öngörüyoruz.” Kongreye TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Varank, EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, WindEurope Üst Yöneticisi (CEO) Giles Dickson da katıldı.

“Yenilenebilir enerji kapasitesini artırmayı hedefliyoruz”
Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından bu yıl 15.’si ‘Dünyada Değişen Enerji Jeopolitiği, İklim Krizi ve Türkiye’ ana temasıyla, Sabancı Center’da düzenlenen Enerji ve İklim Forumu’na Bakan Bayraktar’ın yanı sıra Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Uluslararası Enerji Ajansı İcra Direktörü Fatih Birol, akademisyenler, kamu ve özel sektör temsilcileri katıldı.
“Kömürden çıkışı taahhüt edemediler”: Forumda konuşan Bakan Bayraktar, Dubai’de düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Konferansı’nde (COP 28) bütün ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadele için şartlarını zorladığını fakat ne kömürden ne de toptan hidrokarbonlardan çıkışı taahhüt edemediğini söyledi.
Yeni nükleer dönemin doğuşu: Bakan Bayraktar, COP 28’de yeni bir nükleer dönemin doğuşuna şahitlik ettiklerini, 22 ülkenin nükleer enerjide mevcut kurulu gücün 2050’ye kadar 3 katına çıkarılması konusunda bir girişim başlattığını ve ortak bir deklarasyon yayımlandığını bildirdi.
Yenilenebilir enerji kapasitesi: Bakan Bayraktar, COP 28’de yenilenebilir enerji kapasitesinin 2022 seviyesine göre 2030’a kadar küresel ölçekte 3 katına çıkarılması, yine enerji verimliliği iyileştirmelerinin yıllık %2’den 2030’a kadar %4’e çıkarılması hedefinin açıklandığını söyledi: “Kritik mineraller konusuyla enerji dönüşümü için madenlerin de COP 28 gündemine iyiden iyiye girdiğini gördük.”
“Akıllı enerji dönüşümüne inanıyoruz”: Bakan Bayraktar, başarılı bir enerji dönüşümü için Türkiye olarak akıllı bir enerji dönüşümüne inandıklarını paylaştı: “Yani daha rasyonel, esnek, duyarlı, kapsayıcı ve dijital bir enerji dönüşümü.”
Şebekeye 10 milyar dolarlık yatırım: Bayraktar, enerjide yeşil dönüşümün olmazsa olmaz unsuru olarak elektrik şebekelerinin güçlendirilmesini gördüklerini, komşularımızla yüksek enterkonneksiyon kapasitesine sahip, yenilenebilir kapasitedeki hızlı artışı kaldırabilecek bir mega iletim sistemi hedeflediklerini, bu çerçevede 2030’a kadar 10 milyar dolar yatırım yapmayı planladıklarını açıkladı.
Dışa bağımlılık azaldı: Bakan Bayraktar, enerjide arz güvenliğinin en önemli unsurlarının kaynakta ve teknolojide yerlilik olduğunu aktardı: “Geçmiş yıllarda %70’ler civarında olan dışa bağımlılık oranımız %67.8’e düştü. Ulusal Enerji Planımız ile hedefimiz, ülkemizi 2053 yılında dışa bağımlılıktan kurtararak net sıfır emisyonlu bir ülke haline getirmek.”
İkinci Enerji Verimliliği Eylem Planı, Ocak’ta açıklanacak: Enerji verimliliğinin, enerji dönüşümünün merkezinde yer aldığını vurgulayan Bayraktar, “2024-2030 dönemini kapsayacak İkinci Enerji Verimliliği Eylem Planı’nı, Ocak’ta kamuoyuyla paylaşacağız. Söz konusu ikinci plan döneminde toplam 100 milyon ton emisyon azaltımı hedefliyoruz” dedi.

TSKB, Enerji Görünümü 2023 Raporu’nda öne çıkan başlıklar
TSKB Enerji Çalışma Grubu Başkanı ve Escarus Genel Müdürü Dr. Kubilay Kavak, TSKB Enerji Çalışma Grubu’nun yayınladığı; ‘Enerji Görünümü 2023’ başlıklı raporda tüm enerji alt sektörleriyle birlikte global yeşil dönüşüm hedeflerinde öne çıkan yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve iklim başlıkları ayrıntılı ele alındığını aktardı. Raporda  öne çıkan başlıklardan bazıları şöyle:
Küresel Emtia Fiyatlarındaki Artış: Fosil yakıtlardan petrol ve doğal gazın neredeyse tamamını ithal eden Türkiye’nin bu kaynaklar özelindeki bağımlılığı, küresel piyasalardaki fiyat artışlarından doğrudan etkilenmesine yol açıyor ve düşük karbonlu enerji dönüşümüne duyduğu ihtiyaç kritik önemde.
Düşük Karbonlu Enerji Dönüşümünde Elektrik Depolama Sistemlerinin Rolü: Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyeli, düşük karbonlu enerji dönüşümünde bir kaldıraç olma özelliğine sahip. Yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik sistemine entegrasyonunda, son 2 yılda elektrik depolama odağıyla yapılan mevzuat düzenlemelerinin Türkiye’nin düşük karbonlu enerji dönüşümüne hız kazandırması bekleniyor. Türkiye Ulusal Enerji Planı’nda, sistemdeki batarya depolama kapasitesinin 2035’te 7.5 GW’a ulaşacağı öngörülüyor.
Elektrik Fiyat Gelişimi: Türkiye’de elektrik piyasasında maliyet oluşumu, doğal gaz ve ithal kömür santrallerinin elektrik fiyatı üzerindeki belirleyici etkisi nedeniyle doğal gaz ve ithal kömür fiyatlarındaki değişikliklerle yakın ilişki gösteriyor. Enerji Piyasaları İşletim A.Ş. (EPİAŞ) verilerine göre; 2021’in Aralık’ında aylık ortalamada 1.008,6 TL/MWh kaydedilen PTF, 2022’yi 3.724,4 TL/MWh ile kapattı. 2023’e 3.400 TL/MWh seviyelerinde başlayan aylık ortalama PTF, iklim şartlarının da elverişli gitmesiyle kademeli azaldı, Haziran’da 1.623,9 TL/MWh olarak kaydedildi. Haziran’dan sonra artış görülse de Ekim ortalaması 2.250,0 TL/MWh seviyesinin altında kaldı.
Doğal Gaz Tüketiminde Kademeli Azalma Beklentisi: Kısa ve orta vadede doğal gaz tüketim miktarında artış beklenmesine rağmen, Türkiye Ulusal Enerji Planı’na göre, 2020’de birincil enerji tüketiminde %27 olan doğal gaz payının 2025’te %24.2’ye, 2030’da %23.9’a ve 2035’te %22.5’e gerilemesi bekleniyor.
Enerji Tüketiminde Petrolün Rolü: Petrol ve petrol ürünlerinin Türkiye birincil enerji tüketimindeki payının yıllar geçtikçe kademeli olarak azalması bekleniyor. Türkiye Ulusal Enerji Planı’na göre, 2020’de birincil enerji tüketimindeki payı %28.7 olan petrolün payının 2035’te % 26.5’e gerilemesi amaçlanıyor.
Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM): 2023 Mayıs’ında yenilenebilir enerji santralleri için TL bazlı fiyatların eskalasyon modeli yabancı para lehine güncellenerek, dolar bazında tavan ve taban fiyat getirildi. Santrallerin bu fiyatlardan yararlanma sürelerinde ise değişikliğe gidildi. YEKDEM-3 diye adlandırılabilecek bu yeni YEKDEM’de, 01.07.2021’den 31.12.2025’e kadar işletmeye girecek Yenilenebilir Enerji Kaynağı (YEK) belgeli üretim tesisleri için belirlenen fiyatlar, kaynak bazında olmak üzere aylık dönemler halinde %60 yabancı paraya (euro ve dolar), %40 fiyat gelişmelerine (üretici fiyat endeksi ve tüketici fiyat endeksi) endeksli olarak güncellendi.
Enerji Verimliliği: 2024-2028 dönemini kapsayan 12. Kalkınma Planı’nda, yeşil dönüşüm ve enerji verimliliği vurgusu yapılıyor. 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi’ne ulaşmada büyük bir rol oynayacağı ifade edilen enerji verimliliğiyle doğrudan ilişkili sanayide yeşil dönüşüm, sürdürülebilir tarım ve ulaşım, döngüsel ekonomi ile yeşil altyapı ve şehir planlaması gibi alanlarda yatırımların hızlanması bekleniyor.
Türkiye’deki İklim Gelişmeleri: Türkiye’de İklim Değişikliği Kanunu taslağı hazırlanıyor. Ülkemizde henüz karbon fiyatlandırması uygulanmadığı için AB Sınırda Karbon Düzenlemesi’nin getirebileceği potansiyel maliyetleri hafifletebilmek amacıyla Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) üzerine çalışmalar yürütülüyor.

“Bu yatırım hızıyla ‘Net Sıfır’ hedefi tehlikeye girer”
Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın açıkladığı Ulusal Enerji Eylem Planı’nda 2035’te rüzgâr enerjisi için 29 bin 600 MW kurulu güç hedeflendiğini, bu hedef için her yıl 1500 MW seviyesinde santral devreye alırsak, hedeflediğimiz seviyeye ancak ulaşabildiğimizi söyledi.
Kalaycı, yatırım ivmesindeki düşüşte, Türkiye’de finansman kaynaklarına erişimde yaşanan sorunların yanı sıra 1 Mayıs 2023’te güncellenen YEKDEM fiyatlarının etkili olduğunu vurguladı: “Türkiye, çok güçlü ana ve yan sanayi altyapısına sahip olduğu rüzgâr enerjisinden daha fazla yararlanmalı. An itibarıyla sıfır noktasında olduğumuz denizüstü rüzgâr enerjisinde 2035 için sadece 5 bin MW kurulu güç hedefi belirledik. Bu hedef, potansiyel kurulu gücümüzün 15’te biri seviyesinde. Yatırımların ivmesini artırıcı ek destek mekanizmalarını devreye alamazsak 2035 ve 2053 Net Sıfır hedeflerimizin tehlikeye gireceğini bugünden söylememiz mümkün.”
“Sadece güneşte 2 Türkiye enerjisi var”: Türkiye’nin 2023 yılının ilk 11 ayında elektrik enerjisi kurulu gücünde yakaladığı 2 bin 181 MW artışın bin 758 MW’ının güneş enerjisi santrallerinden geldiğini hatırlatan Kalaycı, bu yıl enerji sektöründe yaşanan en olumlu gelişmenin ise ithal kömür ve linyit kömürüne dayalı termik santral kurulu gücünün neredeyse sıfır noktasında kalması olduğunu belirtti. Çatı tipi güneş enerjisi ve lisanssız rüzgar enerjisi santralleri yatırımlarının daha fazla desteklenmesini gerektiğini kaydeden Kalaycı, Türkiye’de güneş enerjisinde bizim en verimsiz olarak gördüğümüz bölgenin, Almanya’nın en verimli bölgesinden çok daha yüksek potansiyele sahip olduğunu söyledi: “Buna karşılık biz güneşte 11 bin MW’ı yeni yeni aşarken, Almanya verimsiz güneşi ile 70 bin MW, yani bizden yaklaşık yedi kat daha fazla enerji üretiyor. Güneş enerjisinde potansiyel kurulu gücümüz 200 bin MW’ın üzerinde. Sadece güneşte potansiyelimizi devreye alsak, iki Türkiye’nin enerjisini üretmemiz mümkün hâle gelecek. Güneşteki yatırım ivmesinde önceliğimiz her zaman çatı tipi GES’lerde olmalı.”
OSB’lere yeşil enerji zorunluluğu %25 olmalı”: Alper Kalaycı, OSB’lerin enerji tüketiminde yenilenebilir enerji payının kademeli olarak %25’e çıkarılması gerektiği görüşünde.

Yorumlar (0)