banner565

banner472

banner458

banner457

TSE Başkanı Prof.Dr. Adem Şahin: Standardizasyonda bilişim altyapısı yenileniyor

Türk Standardları Enstitü’nün (TSE) 65 yıllık birikimi, yetkin, uzman kadrosu, teknolojik altyapısı, yurt içi ve yurt dışında sağladığı prestij ve etkinlik ile ülke için büyük bir şans olduğunu kaydeden TSE Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr. Adem Şahin, “Ülkeler bir yandan ulusal sınırlar içinde ithal ürünlerle rekabet edebilmek diğer yandan da küresel pazarda yer alabilmek için standartlara uygun üretim yapmak zorundadır” diyor.

FİRMA TANITIM 01.11.2019, 07:58 30.11.2019, 10:56
11904
TSE Başkanı Prof.Dr. Adem Şahin: Standardizasyonda bilişim altyapısı yenileniyor

Standardizasyon alanında ülkemizde tek yetkili kuruluş olan Türk Standardları Enstitüsü (TSE), uygunluk değerlendirme adını verdiği; deney, belgelendirme ve muayene/gözetim hizmetlerinde de Türkiye’nin ve İslam Dünyası’nın en büyük kuruluşu. Enstitü bu hizmetlerle bir yandan sanayicilerin ihracatına ve KOBİ’lerin faaliyetlerine destek olurken onlara yurtiçi ve yurtdışında ihtiyaç duydukları standardizasyon ve uygunluk değerlendirme hizmetlerini sunuyor. Bir yandan da standardizasyon ve kalite konusunda yaptığı çalışmalarla tüketicilerin ürün ve hizmet güvenliğini sağlıyor.
TSE’nin asli görev alanı olan standardizasyon, uluslararası ticaretin ortak dilidir. Uluslararası pazarda rekabet edebilmenin yolu, güçlü bir standardizasyon altyapısı oluşturarak ihtiyaçlar paralelinde ve teknolojik gelişmelere uygun standartların hazırlanması ve bu standartlara uygun kaliteli mal ve hizmet üretimi yapmaktan geçiyor. Standardizasyon aynı zamanda Ar-Ge, inovasyon, marka, tasarım unsurlarını içeriyor.
Türk Standardları Enstitüsü (TSE) Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr. Adem Şahin, “Ülkemiz için kritik öneme haiz olan standardizasyon faaliyetlerinin, özellikle de teknik standart hazırlama faaliyetlerinin kendisi bir araştırma, geliştirme ve yenilik faaliyetidir” diyor. Geliştirdikleri yeni teknolojileri ulusal, bölgesel veya uluslararası standart teşkilatlarına kabul ettirerek rekabet üstünlüğü kazanmak isteyen işletmelerin bu teknolojilerle ilgili bilgileri standart hazırlama komitelerine sunarak onları ikna etmeye çalıştığını kaydediyor. Bu süreç sayesinde de komitenin diğer üyeleri bu yeni teknoloji ile ilgili bilgilere diğer işletmelerden çok daha önce ulaşmış oluyor. Farklı katılımcıların bu çabaları standardizasyon sürecini farklı tasarımların mücadelesine, bu tasarımların karşılıklı müzakeresine ve karşılıklı bilgi alışverişine çeviriyor.
“TSE Türkiye’nin önemli bir markasıdır”
Uluslararası ticarette önemi artan bir diğer konunun uygunluk değerlendirme olduğunun altını çizen Şahin, “Küreselleşmenin bir sonucu olarak dünya ekonomik düzeni ‘tek standart, tek test ve tek belge’ anlayışı üzerinde inşa ediliyor. Ülkeler bir yandan ulusal sınırlar içinde ithal ürünlerle rekabet edebilmek, diğer yandan da küresel pazarda yer alabilmek için standartlara uygun üretim yapmak zorundadır” bilgisini veriyor. Bu süreçte üretimin standartlara uygun gerçekleştirilmesinin de yeterli olmadığının altını çizen Şahin, ürünlerin inceleme ve muayene süreçlerinden geçerek belgelendirilmesinin zorunluluğunun bulunduğuna dikkat çekiyor. Şahin, standardizasyon ve uygunluk değerlendirme alanında sağlam bir alt yapı kurulmadığı takdirde, iş dünyasının haksız rekabet ortamında ihracat yapmaya mahkûm etmiş olunacağı uyarısını yapıyor. Şahin, “Bu iki alanda etkin güç olana kadar, iş dünyamız istediği kadar ucuz üretsin, istediği kadar kaliteli üretsin, her pazara ne yazık ki giremez. Yani Türkiye’nin hedeflerini tutturabilmesi için, standardizasyonda ve uygunluk değerlendirme alanında ülke politikalarının belirlenmesi gerekmektedir” görüşünü vurguluyor.
Bu iki alanda Türk Standardları Enstitü’nün 65 yıllık birikimi, yetkin, uzman kadrosu, teknolojik altyapısı, yurt içi ve yurt dışında sağladığı prestij ve etkinlik ile ülke için büyük bir şans olduğunu kaydeden Şahin, “Son yıllarda atılan adımlar bu şansın makro politikalar ile desteklenmesi yolunda önemlidir” diyor. Adem Şahin, konuya ilişkin şu bilgileri veriyor: “Ülkemizin ilk Standardizasyon Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nın yayınlanması, Otomotiv Test Merkezi ve Yüksek Gerilim Güç Laboratuvarı gibi yatırım maliyeti yüksek projelerin ilgili bakanlık ve kurumlarla işbirliği ile yapılmasına ilişkin kararlar bu adımların örneklerindendir.”
TSE’de dijitalleşme ağırlık kazanıyor
Adem Şahin, standardizasyon alanında Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu, Hazine ve Maliye Bakanlığı Merkezi Finans ve İhale Birimi (MFİB) ve Enstitü işbirliğinde başlatılan uluslararası çalışmalara Türkiye’den katılımı arttırmaya yönelik projeye de büyük önem verdiklerini açıklıyor. Bu proje çerçevesinde bilişim altyapısının yenileneceğini aktaran Şahin, yürütülen çalışmalara ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor: “Paydaşlarımızın, yani sizlerin taslak standartlara görüş verirken kullandığı program değiştirilecek, yanı sıra oluşturulacak interaktif web sayfası ile bu çalışmalardan pratik olarak haberdar olmanız sağlanacak. Böylece ayna komitelerde ülke görüşünün online ortamda alınması; yüz yüze toplantılar yerine dijital ortamdan müzakereler yürütülmesi mümkün olacak. Sanayicimizin bu standartlar henüz çalışılırken haberdar olarak üretimlerini standartlar çıkmadan uygun hale getirmeleri dahi kıymetlidir. Bu unsur AB ‘malların serbest dolaşımı’ ilkesine de hizmet edecektir.”
Adem Şahin: “2023 hedeflerine ulaşmanın yolu Ar-Ge, inovasyon, marka ve tasarımdan geçer“
Türk Standardları Enstitüsü (TSE) Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr. Adem Şahin, ekonomiye ilişkin genel değerlendirmesinde On Birinci Kalkınma Planı’nın “daha fazla değer üreten, daha adil paylaşan, daha güçlü ve müreffeh Türkiye” vizyonuyla uzun vadeli bir perspektif sunduğunu paylaşıyor.
Bu vizyon çerçevesinde 2023 yılında gayri safi yurtiçi hasılanın 1.080 milyar dolara, kişi başına gelirin 12.484 dolara yükseltilmesi; ihracatın 226.6 milyar dolara çıkarılması; işsizlik oranının yüzde 9.9’a düşürülmesi; enflasyon oranlarının kalıcı bir biçimde düşük ve tek haneli rakamlara indirilmesinin hedeflendiğini hatırlatıyor.
Bu hedeflere ulaşılması için, istikrarlı ve sürdürülebilir bir ekonomik büyüme ile rekabet gücünün ve refah seviyesinin artırılmasının öngörüldüğünün altını çizen Şahin, görüşlerini şöyle aktarıyor: “Kamunun güçlü desteği ve özel sektörün öncülüğünde sermaye birikimi ve sanayileşme süreci hızlandırılacak; her alanda verimlilik artırılacak, yurtiçi tasarrufların ve üretken yatırımların düzeyi yükseltilecek; üretim süreçlerinin ihracata dönük, yenilikçi ve ithalat bağımlılığı azalmış bir yapıya dönüşmesi sağlanacaktır. Tekrar vurgulamak gerekirse; Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmasının yolu; yüksek katmadeğerli, ihracata dönük, yenilikçi ve ithalat bağımlılığı azalmış ürün üretmesi ile mümkündür. Bunun yolu ise Ar-Ge, inovasyon, marka ve tasarımdan geçmektedir.”

Yorumlar (0)