banner565

banner472

banner458

banner457

Halıcı Grup CEO’su Dr.Hüseyin Halıcı; “Çalışırken mühendis, yaşarken insanım ama her şeyden önce insanım”

Halıcı Grup CEO’su Dr. Hüseyin Halıcı, motivasyonu yüksek, şirketini ve yaptığı işleri önemseyen ve seven bir ekip yaratmak amacıyla hareket ettiğini söylüyor ve “Eğer böyle bir ortam ve ekip yaratılırsa zaten istenilen başarı ve hedeflere ulaşılır.

CEO 01.09.2020, 00:01 29.09.2020, 10:18
20069
Halıcı Grup CEO’su Dr.Hüseyin Halıcı; “Çalışırken mühendis, yaşarken insanım ama her şeyden önce insanım”

Bu doğrultuda çalıştığımı ve başarılı olduğumu düşünüyorum” diyor. Halıcı Grup CEO’su Dr. Hüseyin Halıcı, yaşam mottosunu “Çalışırken mühendis, yaşarken insanım ama her şeyden önce insanım” sözleriyle açıklıyor. Halıcı’ya göre; iyi bir CEO öncelikle liderlik özelliklerine sahip olmalı: “Aksi halde günümüz koşullarında başarılı olmak çok zorlaşıyor. Çünkü eskiden bilgi ve tecrübeyle yönetim sağlanırken günümüzde bu özelliklere duygusal yaklaşım ve liderlik özellikleri eklenmez ise başarılı olunamaz.
“Ekibin lidere güveni, başarı ve keyifli çalışılan mutlu ortamı oluşturur”: Hüseyin Halıcı kendisini “samimi ve net olmaya özen gösteren biri” diye tanımlıyor, CEO olarak ise çalışanlar için sadece bir yönetici değil, yeri geldiğinde danışman, bazen çözüm, bazen dert ortağı olduğunu söylüyor “Doğum günümde çalışma arkadaşlarımız, doğum günü pastasına benim hangi özelliğim en başta geliyorsa onu yazalım diye karar almışlar. Özelliklerimi sıralayıp, belirledikten sonra en çok oyu ‘Yaşam Koçumuz’ almış, onu yazmışlardı. Çalışma arkadaşlarımızın bir yöneticiden ziyade beni yaşam koçu olarak görmeleri, inanılmaz mutlu etmişti. Bence, beni başarıya taşıyan olgu, ekibimizin bana güvenmelerine dayanıyor. Bu güveni sağlayınca başarı ve keyifle çalışılan mutlu bir ortam oluşuyor. Bu samimi yaklaşımın ilerde de bizi başarıya götüreceğini kesinlikle söyleyebilirim.”
Amacının; “motivasyonu yüksek, şirketini ve yaptığı işleri önemseyen ve seven bir ekip yaratmak” olduğunu vurgulayan Halıcı, “Eğer böyle bir ortam ve ekip yaratılırsa zaten istenilen başarı ve hedeflere ulaşılır. Bu doğrultuda çalıştığımı ve başarılı olduğumu düşünüyorum” diyor.
Hüseyin Halıcı, COVID-19 salgınının ‘dijital dönüşüm’e olan ihtiyacı dramatik bir şekilde ortaya çıkardığını dile getiriyor: “Dijital dönüşüme hızlı bir şekilde geçen ve kullanan firmalar rekabette avantajlı olacaklar, geleneksel yöntemlerle çalışan firmalarsa rekabet avantajlarını kaybedeceklerdir. Bizim en öncelikli hedefimiz dijital dönüşümü üreten ve kullanan bir firma olmaktır. Elbette bu doğrultuda şirket içi işleyiş başta olmak üzere tüm müşterilerimize dijital dönüşüme geçmeleri hizmetini vermek için çalışmalarımız devam etmektedir. 2021’de ülke içinde ve yurt dışında genişlemeyi hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemde başka alanlarda yatırımlarımız da söz konusu. Herkesi ilgilendirecek ama özellikle gençleri hedefine alan, gönüllülük esasına dayalı dijital ortamda bir çalışmaya da önderlik yapacağım. Pandemi hepimiz için gerçekten de hiç beklenmedik bir durumdu. Bütün dünyayı ve ülkemizi etkileyen bu salgın koşullarında, biz de firma olarak çalışanlarımızın, müşterilerimizin ve işbirliği yaptığımız partner firmalarımızın sağlığını ön planda tuttuk ve tutmaya devam ediyoruz. İlk günden bugüne kadar gerekli her tür önlemin alınması için maksimum çaba sarf ettik. Kendimizin ve müşterilerimizin sağlığını ön planda tutarak hizmet verdik ve bu şekilde hizmet vermeye devam edeceğiz.”
Erzurum’dan İstanbul’a: Hüseyin Halıcı, 9 kardeşli bir ailenin en son ikiz çocuklarından biri olarak 1969’da Erzurum’da dünyaya “merhaba” der. Erzurum’da başladığı ilkokul eğitimine İstanbul’da devam eder. Orta ve lise öğrenimini İstanbul Haydarpaşa Lisesi’nde tamamlar. Halıcı, İstanbul’a geldikten sonra ilkokul yıllarında 2 okul değiştirir, ilkokul 5. sınıfta tanıştığı yeni öğretmeninin onu pozitif yönde etkilemesiyle çalışkan bir öğrenci olmaya başlar: “Kesinlikle inandığım bir şey var ki, insanların birbirlerinden pozitif ya da negatif etkilendikleri. Bazı zamanlardaki etkiler hayat boyu sürecek değişikliklere vesile olmasıdır. O yüzden hayatımın dönüm noktalarımın başında; ilkokul 5. sınıftaki öğretmenim yer alıyor. İkincisiyse annemin oturduğumuz yere uzak kalsa da daha iyi bir eğitim için beni Haydar Paşa Lisesi’ne vermesidir.”
1990’da Yıldız Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektronik ve Haberleşme bölümünden mezun olur, 1993’te İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü’nde Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Yüksek Lisans programını tamamlar. İş hayatına Türk Telekom A.Ş. İstanbul Yakası Telefon Başmüdürlüğü’nde adım atan Halıcı, aynı zamanda İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Programı’nda doktora öğrenimine de başlar: “O zamanlar kamu kurumu ve ben de devlet memuru olarak işe başladım. Bu, bende önemli düzeyde bir etki bıraktı ve daha sonraki iş hayatımda bana büyük avantaj sağladı. Çünkü iş hayatında veya sosyal hayatta, iş yapmasanız da kamuyla mutlaka iletişiminiz oluyor. Kamudaki işleyişi bildiğinizde daha kolay çalışma olanağı buluyorsunuz. Kamu, özel sektörde olanlar için bazen çok anlaşılmaz olabiliyor. Ama bende kamu bakış açısı da olduğu için bu, benim için hep avantaj oldu.”
Hüseyin Halıcı, master ve doktora sırasında etkilendiği; Biyomedikal Mühendisliği doktora danışmanları; Prof.Dr. Mustafa Elçioğlu ve Prof.Dr. İnci Çilesiz’den de söz ediyor: “Mustafa hocanın hayatımda gerçekten çok önemli bir yeri var. Elektronik mühendisi olduğum için o alanda master yapmış, doktorada da aynı alanda ilerlemek istiyordum. Aynı zamanda da Mustafa Hoca ile bazı tibbi cihazlar geliştiriyorduk. Mustafa Hoca, ‘elektronik mühendisisin, biyomedikal mühendisliğinde doktora yaparsan daha verimli olabilir’ dedi ve Elektronik programından Biyomedikal doktora programına geçiş yaptım. Böylece mesleklerinde çok iyi danışmanlarımla güzel ve pratik bir cihaz geliştirerek doktora tezimi tamamladım. Sonra, Ankara M.S.B. Hava Araçları Ana Fabrika ve Depo Komutanlığı’nda askerliğimi yaptım.”
Türk Telekom tecrübesinden sonra özel sektörde çalışmaya başlar, kısa bir süre sonra 1994’te üniversiteden iki sınıf arkadaşıyla birlikte Halıcı Grup Şirketi’ni kurar. Artık genç bir girişimcidir. Bir arkadaşı 1997’de ortaklıktan ayrılınca Erim Yangın ve kardeşleriyle yoluna devam eder, artan bir ivmeyle işlerini geliştirir. “Farklı iş deneyimleri ve farklı alanlarda çalışmak bana eşi bulunmaz avantajlar sağladı. Çünkü herhangi bir alandaki görebileceğimiz standart bir deneyim, bir başka alandaki bir sorunu çözmenize vesile olabiliyor” diyen Halıcı’nın hayatının bir diğer dönüm noktası doktorasını tamamladığı 2004 yılıdır: “Doktora sonrası maksimum konsantrasyonla işe kendimi verdim, büyüme ivmemiz arttı. Tüm ekibimizle samimi ve uyumlu bir yaklaşım sayesinde daha da verimimiz arttı, başarılı sonuçlar elde ettik ve bugünlere geldik.”
Hüseyin Halıcı, sivil toplum kuruluşlarına da önem veriyor: “2009-2014’te 3. 4. ve 5. Dönem Yönetim Kurulu Üyesi olduğum ENOSAD-Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği’nde 2015’ten bu yana 6. ve 7. Dönem Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptım. Şirket olarak da ENOSAD’a kurumsal üyeyiz. Ayrıca İstanbul EMO Elektrik Mühendisleri Odası Üyesi’yim.”
İngilizce bilen Halıcı’nın en çok ilgisini çeken alan müzik: “Bir enstrüman çalmak ve amatör olarak müzik yapmak hevesindeyim.” Özel ilgi alanı; dostlarıyla sohbet etmek ve vakit geçirmek.” Halıcı, pandemi süresince Instagram ve YouTube gibi sosyal medya platformlarında “Gelecek Sohbetleri” adlı canlı yayınlar yaptığını ve yapmaya da devam edeceğini aktarıyor. İş, kariyer, aile ve özel ilgi alanlarında dengeli bir yapılandırmanın önemine dikkat çekiyor, dünyada her ülkeyi gezmeyi seviyor, her yer ilgisini çekiyor, uzay bile… İlk yurt dışı seyahatini yaptığı Hamburg’un yeri ise gönlünde ayrı. Genç yaşta okuduğu klasikleri, bugünkü bakış açısıyla yeniden okumak istiyor. Spor ve klasik giyim tarzını bir arada kullanmayı seviyor. Favorisi; İtalyan kesimler. Her tür sanat etkinliğine ilgi duyuyor.

Yorumlar (0)