banner565

banner472

banner458

banner457

Araştırma ve uygulamada ekosistemin temeli: İYTE

Dünya yükseköğretim literatürüne göre genç bir üniversite olan İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, (İYTE) ulusal ve uluslararası arenada önemli başarılara imza atıyor. Türkiye’nin 10 Araştırma Üniversitesi’nden biri kabul edilen ve öğrencilerine katılımcı, araştırma odaklı eğitim ve öğretim sunan İYTE, bünyesindeki TTO, Teknopark İzmir yapılanmalarıyla hem kendini hem de ekosistemini dönüştürerek ileri teknolojinin üretim merkezi olmak istiyor.

ÜNİVERSİTE 01.05.2020, 00:18 01.06.2020, 12:03
11712
Araştırma ve uygulamada ekosistemin temeli: İYTE

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE), kuruluşunun 30. yılına yaklaşırken ‘Türkiye’deki 10 Araştırma Üniversitesi’nden biri ve tek teknoloji enstitüsü olarak eğitim-öğretim faaliyeti gösteriyor. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörü Prof.Dr. Yusuf Baran, YÖK tarafından belirli kriterlere göre araştırma üniversitesi olarak tescillendikten sonra enstitünün önemli gelişme kaydettiğini ve tercih edilirlik sıralamasında her bölümde yükseldiklerini açıklıyor. Şu anda İYTE’de; fen, mühendislik ve mimarlık olmak üzere 3 fakülte ile mühendislik ve fen bilimleri enstitüsünde toplamda 18 lisans, 43 lisansüstü bölümde 4169’u lisans olmak üzere 5359 öğrenci öğrenim görüyor.
Rektör Baran, İYTE’nin 1992 olan kuruluş yılına atıfta bulunarak dünya yükseköğretim literatürüne göre çok genç bir üniversite olmalarına rağmen büyük başarılara imza attıklarını söylüyor. Baran, iddiasını şu bilgilerle dayandırıyor: “İYTE, 2017’de YÖK tarafından Türkiye’nin 10 araştırma üniversitesinden biri olarak kabul edildi. Ardından, 16 Ekim 2019’da Türkiye’nin en başarılı 3. araştırma üniversitesi seçildi. Eylül 2019’da UNESCO-Dünya Bilimler Akademisi’nce “Mükemmeliyet Merkezi” olarak tescillendik.  İYTE’de, öğrencilerimiz uluslararası çalışmalarda aktif olarak yer alırken öğretim üyelerimiz ise TÜBİTAK, TÜBA, TÜSEB gibi önemli kurumlar tarafından verilen tüm ulusal ödüllerde de öne çıktı.”

Teknolojide öncü olmak istiyor
Yusuf Baran, İYTE’yi yaklaşık 7 bin kişilik bir bilim ve teknoloji ordusu olarak niteliyor. Üretken 13 araştırma ve uygulama merkeziyle İYTE’nin Türkiye’de tersine beyin göçüne evsahipliği yapacak bir yükseköğretim olduğunu belirterek, “Ülkemizde daha fazla bilgi üretmek ve üretilen bilgiden pazar değeri olan bir ürüne dönüştürmek son derece önemlidir. Bu nedenle inovasyona, nitelikli araştırma yapan tematik üniversitelere, akademiyle sanayiyi aynı platformda buluşturan teknoparklara, gençleri girişimciliğe yönlendiren düzenlemelere şiddetle ihtiyacımız var. İYTE, ülkemizin teknolojik düzeyde beklenen atılımı yapmasında öncü bir üniversite olmak hedefi doğrultusunda planlarını yapmakta ve büyük bir hassasiyetle uygulamaktadır” diye konuşuyor.

Stratejik alanlarda insan kaynağı yetiştirecek
İYTE; nanoteknoloji, biyoteknoloji, savunma sanayi, yenilenebilir enerji, malzeme bilimleri ve robotik, tasarım, akıllı kentler gibi stratejik alanlarda dünyada etkin bir yerde olmayı hedefliyor. Baran, enstitüde yürütülen araştırmalarla, ülke ihtiyaçlarına katkı sağlamaya devam edeceklerini, öğretim üyelerinin yürüttüğü projelerle de nitelikli Ar-Ge personelinin oluşturulmasına kaynaklık edeceklerini açıklıyor. Araştırma odaklı eğitimin verildiği İYTE’de, yeni gelişen ve ülkenin ihtiyaç duyduğu stratejik alanlarda nitelikli insan kaynağı yetiştirmek üzere yeni programlar açmaya öncelik verdiklerini aktaran Baran, bölümleri ise; veri bilimi mühendisliği, yapay zekâ mühendisliği, kent yönetimi, robotik ve nörobilim şeklinde açıklıyor.

Ar-Ge merkezleri tersine beyin göçü için çalışıyor
Rektör Baran, “İYTE, ürettiği katmadeğeri yüksek ürün ve geliştirdiği yüksek teknoloji ile bölgemizin ve ülkemizin sürdürülebilir ekonomik büyümesinde, her anlamda kalkınmasında lokomotif rolü görecektir” diyor. Baran, ‘TWAS-UNESCO Mükemmeliyet Merkezi’ olarak tanınan ve bünyesindeki tüm araştırma merkezlerini tek bir çatı altında toplayan ‘İYTE Tümleşik Araştırma Merkezleri’nin tersine ve direkt beyin göçünde dünyanın önemli merkezlerinden biri olacağına inanıyor.

İYTE öğrencileri sosyal sorumluluk bilinciyle yetişiyor
Üniversite demenin sadece diploma alınan bir yer olmadığı bilinciyle hareket ettiklerini kaydeden Baran, bu bilinçle eğitim sektöründe birçok proje yürüttüğünü açıklıyor. Bu minvalde Çocuk Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi’ni (İYTE Çocuk Üniversitesi) hayata geçirdiklerini, İYTE Fen Lisesi’nin, bağış yoluyla kampüslerinde kurulması için çalışmaları tamamlayarak yapım aşamasına geçtiklerini dile getiren Baran, sosyal sorumluluk çalışmalarına önem verdiklerini şu örneklerle anlatıyor: “Ülkemizin farklı bölgelerine kütüphaneler kurduk. Okullara eğitim desteği sağladık. İlk ve ortaöğretim öğrencilerine yönelik bilim kampları, robotik kodlama ve yazılım gibi kurslar düzenledik. Kampüsteki 8 bin zeytin ağacımızın bakımını yaptık ve İYTE markasıyla organik tarım sertifikalı zeytinyağı ürettik. Arazimize 3 binden fazla gül, selvi, fıstık çamı ve ceviz ağacı diktik. İzmir’deki orman yangınında kül olan bölgelere de İYTE’liler adına fidan bağışında bulunduk. Bergama’da bir okulu tamir ettik. İYTE’de sürdürülebilir çevre ve sıfır atık projesi kapsamında arıtma tesisi kurduk. Kampüsümüzün atık suyunu arıtarak sulama ve temizlik amacıyla kullanılmasını sağladık. Kampüs alanındaki 700 yıllık Roma hamamının restorasyon projesini hazırladık, fonunu aldık. Restorasyonu yakın zamanda tamamlayacağız.  Engelsiz İYTE kapsamında düzenlemeler yapıyoruz.”

İş dünyasının aradığı öğrenci İYTE’de
Öğrencilerine; iş fikirlerini projeye dönüştürmesi, şirket kurup daha okurken girişimci olabilme imkanını sağlayan İYTE, nitelikli eğitimiyle de iş dünyasının ihtiyacına uygun mezun veriyor. Öğrencilerinin kendi potansiyelinin farkında olduğunu dile getiren Baran, “Ulusal ve uluslararası alanlarda öğretim üyelerimiz ve öğrencilerimiz tarafından kazanılan başarıların öğrencilerimizin katılımcı ve araştırma odaklı eğitim alma bilincini arttırmaktadır. Eğitim dili yüzde 100 İngilizce olan ve Yabancı Diller Yüksek Okulumuzda farklı diller de öğrenme imkânı bulan öğrencilerimiz tercih edilirlikte en üste yer alıyor” diyor. Baran, İYTE’ye ilişkin ise; “YÖK’ün 100-2000 öncelikli alanlarında doktora burs programında sergilediği üstün başarı performansı, ulusal ve uluslararası fonlama kuruluşlarından desteklenen projelerinin çeşitliliği ve sayısı, ulusal ve uluslararası saygın kurumlar tarafından takdir edilen ödüller, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen Yenilikçi ve Girişimci Üniversiteler endeksinde sergilediği performans bakımından İYTE, ülkemiz üniversiteleri arasında en üst sıralarda yer almaktadır” diye konuşuyor.

Teknopark İzmir, bölge için katalizör görevi yürütüyor
Enstitü bünyesinde bulunan “Teknopark İzmir”, tüm paydaşlara sağladığı araştırma-geliştirme olanakları ile katmadeğeri yüksek bilgi ve ürün üretilmesinde katalizör görevi üstleniyor. Teknopark İzmir’de 1100’e yakın Ar-Ge personeli bulunuyor. Rektör Yusuf Baran, ekosistemdeki en önemli açıklarının uluslararasılaşma ve ticarileşme konusu olduğunu ve soruna çözüm için İzmir Network and Innovation Center Projesi’ni devreye soktuklarını anlatıyor: “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızca yürütülen Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında oluşturulan İzmir Network and Innovation Centre Projesi, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü ve YASAD işbirliğinde yürütecek. Avrupa Birliği tarafından desteklenen bu projeyle; bilgi-iletişim teknolojileri ile yenilenebilir enerji sektörlerinden ürün ve hizmetlere ticarileşme, uluslararası işbirliği geliştirme ve yatırım fonlarına erişim gibi pek çok süreçte destek verilecek. Toplam 50 girişimci, start-up firması ve KOBİ’ye katkı sağlayacak olan bu proje kapsamında oluşturacağımız online platformla uluslararası işbirliklerinin kurulmasını sağlayacağız.”
Baran, İzmir Teknoloji Vadisi çalışmalarını da somut adımlarla ilerlettiklerini belirtiyor: “İzmir Teknoloji Vadisi’nde ulusal ve uluslararası firmalar için bir cazibe merkezi yaratmak, yüksek teknoloji üreten şirketlerin Ar-Ge merkezlerini bu bölgeye kazandırmak, nitelikli bir Ar-Ge personelinin kümelendiği alan yaratmak istiyoruz. Bu havza, bölgenin ekosistemini değiştirecek. Sadece İzmir'in, Ege'nin değil, Türkiye'nin ekonomik büyümesini tetikleyecektir.”

Yorumlar (0)